11 Ekim 2014 Cumartesi

FAREYİ GÖRMEK!



Bu yazımızda, “Fırındaki Fare” söylemini mecazi olarak günlük yaşantımızda karşılaştığımız olaylar için kullanacağız…

Eskiden “Her fırında fare vardır” denirdi. Bu; günümüzde hijyen ortamında ve fabrikasyon yöntemlerle üretim yapan fırınlar için elbette ki geçerli olamaz. Bu itibarla; söylemi eski fırınlarda diye vurgulayarak hiçbir işletmeyi töhmet altında bırakmayalım…


Adam eve giderken kapalı olan fırının içinde bir fare görüp bir daha oradan ekmek almamıştır. Çünkü “Fareyi Gördü!

Ancak bir daha o fırından gördüğü halde ekmek alan da olabilir!


Örneklemeye devam edersek; hijyen açısından kusurlarını gördüğü bir lokantaya da adam bir daha gitmez!

Ancak o lokantaya gördüğü halde bir daha giden de olabilir!


Burada konu ettiğimiz “Fareyi görmek” sadece yiyecek içecek yerleri anlamında algılanmamalı. Bir kusur, bir ayıp görüldüğü zaman da insanlar birbirinden uzaklaşıyor, hatta bazen de “tiksiniyor”.

Bu yazımızda esas nokta “tiksinmek” üzerinedir ve bu nedenle belki de en tiksindirici canlı olan fare üzerinden alegori yapmaktayız…

Kusurlar bazen tolerans ya da hoşgörü olarak dikkate alınmaz… (“Tolerans” ve “Hoşgörü” iki farklı kavramdır ve bir başka yazımızda bu hususu da irdeleriz.)

Bu durum; kişinin hadiseye bakış açısı ve kabullenişi ile doğru orantılıdır. Yanınızda ya da değil, sevdiğiniz biri bir anda öyle bir şey yapar ki işte o anda “Fareyi görürsünüz”… Adam ne yapmıştı? Tiksinmişti ve bir daha o fırından ekmek almamıştı…

Tiksinme Duygusu” her zaman hijyen olarak ortaya çıkmaz. İnsanların bazı durumlarda, bir anda sigortası atmış gibi bir başka insandan tiksinebildiği de bir realitedir.

Tiksinme Duygusu” bir kere oluşmaya görsün,  yanınızda ya da değil, sevdiğiniz biri bir anda öyle bir şey yapar ki; o an içiniz kanasa da geriye bir kez daha bakmadan bitirme anıdır!


Bazen “duygu” olarak, bazen de “nefis” olarak, bazen de her ikisi birden olur ve insanlardaki sigorta attığında her şey bitmiştir… 

Sevdiklerinize “Fırındaki Fare”yi göstermeyin… Kendinizi de “Fırındaki Fare” gibi göstermeyin!

Bir kez fareyi görürlerse iplerin kopması hatta cazgırlaşmak da olasıdır.  Ve karşınızdakinde “Tiksinme Duygusu” bir kez oluşmuşsa, burada mecazi olarak kullandığımız fareyi; en usta kediye de sahip olsanız bir daha yakalayamazsınız…

Bojidar Çipof

12 Ekim 2014