Duydum seni!
Bana birkaç mısra yaz dedin?
Hadi bana bir fikir versene
Söyle, mevzusu ne olsun yazılacak satırların?
Çiçekler ve ağaçlar mı yoksa kuşlar mı olsun?
Ya da bülbülden başlayıp meyle mi bitsin?
Bir de mehtapta vuran yakamozlar var…
Genelde mısralar böyle dizilir şairin içinden
Bazen uzakta bir şehir ya da bir sahil beldesi
Halikarnas’a âşık olup kalan da var kaçan da
Ya bir yeri çok sevmiş ya da bahanesidir bu
Aslında sebep belki gözden belki belden gelir
Kimi ince bele vurulur kimi buğulu gözlere…
Birileri, hep bir nedenle yazmış bu güne değin
Akmış dizeler ruhun coşkusuyla alt alta sıralı
Sebep çoktur zira insan da çok bu Dünya’da
Milyar kere insan, milyar kere öykü etmez mi?
Sen demin bana birkaç mısra mı yaz dedin?
Bak bir sözle buradan ne çok mısra çıkarttım!
Ben biliyorum aslında sen ne kuş ne de çiçek,
Ne bülbülün çilesi ne de neyin buğulu sesini,
Hatta yakamozlar altında Adalar sahilini de
İstemiyorsun...
Ben biliyorum ne istediğini ve ne beklediğini!
Ama yapamam, sana ve bana yazamam
Sen ve ben için yazabilmek artık mümkün değil
Yoksa bu son umudun mu?
Mısralardan bir yol mu bulmaktır gayretin?
Artık boşadır bu çabalar zira bende saik yok!
Öylesine tepkisizce dinliyorum seni şu anda
Yüzüme de baksan göremezsin ne var içimde
Gözlerim kısık anlayamasınlar diye içimi
Ama sağ ol çünkü yine de yazdırdın sen bana
Ancak bunlar sana değil!
Vermiyorum sana şiirimi!
Bojidar Çipof
11 Aralık 2010