Buram buram hasret
eşliğinde gün Eylül kokuyordu…
Henüz düşmemiş yapraklar
son günlerini yaşamakta, rüzgârla savrulacakları anı beklemekteydiler. Hâlâ
düşmemiş olanlar; umutsuzca bekleyenlerin tavrı gibi tedirgindiler…
Sonu belli bir hikâyeydi bu…
Kopmak ve savrulmaktı kaderde olan…
Henüz kopmamış yapraklar,
son ana kadar direnmeye devam ettiler. Dallarından kopmamaya, rüzgâra boyun
eğmeye çalıştılar ama nafile!
Ve sonunda son yaprak da
yere ulaştı ama o da büyüdüğü ağacın dibine düşemedi. Rüzgâr acımasızdı.
Bambaşka bir gövdenin önüne, başka gövdelerden kopmuş yaprakların üzerine
savurdu onu…
Buram buram hasret
eşliğinde gün Eylül kokuyordu.
Bojidar Çipof
4
Eylül 2017