Yunanlılar,
İstiklal Savaşı’nı müteakip başta İzmir olmak üzere Ege havalisinden kaçmak
zorunda kaldıkları Eylül 1922’deki bozgunları için “Küçük
Asya Felaketi” (Mikra Asiatiki Katastrofi) demektedirler.
Küçük Asya
Felaketi, aynı zamanda Yunanistan'ın kuruluşundan itibaren bir yüzyıl Yunan
Devleti’nin siyasetinde egemen olan ve “Megali İdea” olarak
bilinen politikasını da bitirmiştir. (Megali İdea’nın en üst
mertebesi; İstanbul’un bir gün “Konstantinopolis” adı ile Yunanistan’ın
başkenti olma hülyasıdır. Megali İdea günümüzde sadece bir ütopyadır)
Yunanlılar;
Küçük Asya Felaketi’ni Yunan Ordusu için bir yenilgi olmanın yanı
sıra; 1924 Nüfus Mübadelesi ile Anadolu'daki Rum/Yunan
nüfusun (İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada hariç) yok olmasına
da neden olduğu düşünmektedirler.
Yunanistan’da
her sene Eylül ayı sonlarında Küçük Asya Felaketi ile ilgili anma merasimleri
düzenlenir. Çünkü Küçük Asya Felaketi Türklerin kendilerine yaptığı bir
soykırım olarak da addedilmektedir.
Küçük
Asya Felaketi’ni ve günümüzde Yunanistan’da nasıl anıldığına girmeden evvel
İzmir’in işgaline giden süreci kısaca tanımlayalım…
13 Kasım
1918’de İstanbul’un işgal edilmesinden sonra şüphesiz İstanbul’da da Türklere
karşı ölümle de neticelenen hareketler oldu ama İzmir’de ve havalisinde
Yunanlılar resmen katliamlar yaptılar! Yunan askerleri; çok sayıda çoluk,
çocuk, yaşlı, hamile demeden binlerce Türk’ü öldürdüler, kadınların ırzına geçildi,
evler yağmalandı.
Mondros
Mütarekesi esnasında Rauf Bey’e Yunanlıların mütareke şartlarından istifade
edemeyeceği hakkında bir teminat mektubu verilmişti. Ancak bu teminat
mektubunun bir anlam ifade etmeyeceği, 13 Kasım 1918’de İstanbul’un işgaline
Yunan gemilerinin de katılmasıyla anlaşıldı.
Bir yandan
İstanbul’daki Rum Patrikhanesi Bizans bayrağını göndere çekerek, Osmanlı
Devleti’ni yok sayarken öte yandan İzmir’de, ikinci kez 1919’da İzmir
Metropoliti olarak atanan Chrysostomos (Hrisostomos Kalafatis) da
İzmir’de yayınlanan Yunanca gazetelerde Yunan propagandası yapmaya ve yerleşik
Rumlara; evlerine, işyerlerine Yunan bayrakları asmalarını tavsiye etmeye
başlamıştı.
İzmir
Metropoliti Chrysostomos Kimdir?
Chrysostomos (Hrisostomos
Kalafatis) 1867’de Mudanya Tirilye’de (Zeytin
Bağı) doğdu. İlk olarak 1910-1914 yılları arasında İzmir
Metropoliti olarak vazife yaptı. Ancak Nisan 2010’dan itibaren, göreve başlar
başlamaz devlet aleyhine çalışmalara başladı, mitingler düzenledi. O yıllarda
dini liderler dini işler dışında cismani işlerden de sorumluydular ve İzmir
Metropoliti olan kişi aynı zamanda Vilayet Azası da olmaktaydı. 23 Nisan
1911’de Aya Yorgi Yortusu’nda Rumları Osmanlı’ya karşı kışkırtan bir konuşma
yaptığı için Aydın Valisi nazım Paşa tarafından Chrysostomos Vilayet
Azalığı’ndan uzaklaştırıldı ama ilk dönemi olan 1914’e kadar İzmir Metropoliti
olarak kaldı.
Chrysostomos’un
ikinci İzmir Metropolitliği dönemi 1919-1922 yıllarını kapsar. Yunanlıların
İzmir’i işgal etmesi için Chrysostomos’un önderliğinde zemin hazırlanmaya
başlanmış ve Adalar ile diğer illerden Yunanlılar İzmir’de ikamet edilerek
nüfus çoğunluğu yaratmaya çalışılmıştır.
12 Mayıs
1919’da Paris’te yapılan konferansta alınan bir karara istinaden işgal
devletleri İzmir ve havalisinin Yunanlılara verilmesi resmen kabul ettiler.
Yunanlı bir ajan (Albay) Mavroudis ile
Metropolit Chrysostomos hemen ertesi gün, 13 Mayıs 1919’da 1922’ye kadar terör
örgütü merkezi gibi kullandıkları Aya Fotini Kilisesi’nde bir toplantı
düzenlediler ve en kısa zamanda Yunanlıların İzmir’i işgal edeceğinin müjdesini
yerleşik Rumlara verdiler.
Yine
ertesi gün, 14 Mayıs 1919'da; Müttefik kuvvetlerinden Amiral Caltrope İzmir
Valisi İzzet Bey’e bir nota vererek ertesi gün İzmir'in Yunanlılar tarafından
işgal edileceğini resmen bildirdi.
İzmir
Metropoliti Chrysostomos 15 Mayıs’ta İzmir işgal edilirken bir yandan Yunanlı
askerleri Kordon’da takdis etti öte yandan da “Helen evlatlarım. Bugün
İsa’nın en büyük mucizesine tanık oluyoruz. Bu uğurda ne kadar Türk kanı
dökerek içerseniz o kadar sevaba gireceksiniz! Ben de bir bardak Türk kanı
içerek onlara olan kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım. Bütün azizler
sizinledir. Hadi evlatlarım feslileri öldürün” diye bağırdı.
İlk Yunan
askerleri kafilesinin başında olan Albay Zafiriu’ya da Türkleri öldürmenin çok
kutsal bir görev olduğunu söylemiş ve Yunanlıların İzmir’i terk etmesine kadar
adeta Yunan Hükümeti’nin bir yöneticisi gibi faaliyetlerde bulunmuş, Türklere
karşı yapılan katliamlarda rol almıştır.
9 Eylül
1922’de Türk askerleri İzmir’e girdiler. Aya Fotini Kilisesi top ateşiyle yerle
bir edildi. Chrysostomos 10 Eylül’de halk tarafından linç edildi. (4
Kasım 1922’de ise kilise tarafından aziz olarak da ilân edildi)
Yunanlıların
İzmir ve havalisinde yaptıkları tüm katliamlara karşın, Mustafa Kemal Atatürk
ve ordusu tarafından denize dökülerek kaçmaları ve bu ağzı ve eli kanlı Rum
papazının linç edilmesini hâlâ içlerine sindirememişlerdir. Kendi katliamlarını
unutarak, toprağını savunanların kendilerine “soykırım”
yapıldığını günümüzde de iddia etmekte, bu hezimet için ise yazımızın başında
belirttiğimiz gibi “Küçük Asya Felaketi” (Mikra
Asiatiki Katastrofi) demektedirler.
Bu hınç ya
da kin ile Yunanistan’da bazı yerleşim yerlerine Anadolu topraklarından isimler
vererek başına “Nea” yani “Yeni”
ibaresi koymuşlardır. Yunanistan’ın Attika bölgesinde de aynı zihniyet ile
oluşturulmuş Nea Smirna (Yeni İzmir) bölgesi de
vardır. Burada İzmir’de yıkılan Aya Fotini Kilisesi’nin bire bir aynısı bir
kilise inşa edilmiştir. Bu kilisenin avlusunda Chrysostomos’un eli ile İzmir’i
işaret eden bir heykeli bulunmaktadır ve altında “İzmir
Şehidi” yazmaktadır. Ve bu anıt heykelin önünde her sene Küçük
Asya Felaketi anmaları düzenlenir. Her sene olduğu gibi bu sene de “Küçük
Asya Felaketi’nin 95. Anma Etkinlikleri” yapılmıştır.
Yunanistan’da
ayrıca Nea-İonia (Yeni İyonya) adlı bir ilçe de
vardır. İonia; İzmir ve Aydın çevresinin eski adıdır. Mübadele ile gidenler
Yunanistan’da eski hülyalarının devamı olmalı ki Yeni İyonya adlı bir yerleşim
birimi de kurmuşlardır. Mübadele esnasında bu ilçeye Alanya (Yoğunluklu
olarak Tophane Mahallesi çevresinden) de yoğun bir yerleşim
olduğundan Alanya Belediyesi; Yeni İyonya ile kardeş kent olmuştur.
27
Eylül’de İyonya Belediyesi Meclisi’nin yaptığı bir organizasyonla Küçük Asya
Felaketinin 95. Yılı için etkinlikler ve bir koşu düzenlendi. Koşu için verilen
güzergâh “Küçük Asya Felaketi mültecilerinin mahallelerinde” olarak tarif
edildi.
Etkinliğin
ana tanım ise; “Osmanlı Devleti yetkilileri tarafından Küçük
Asya Rumlarının Soykırımının anılması” olarak belirtildi.
Atina
merkezde ise 17 Eylül Pazar günü Metropolitan Kilisesi’nde Küçük Asya Felaketi
devlet töreni olarak yapıldı ve her zaman olduğu gibi yine “soykırım” (Genocide) olarak
tanımlandı. Törende Yunanlıların uğradığı sözde soykırımı “Ermeni
ve Süryaniler’de olduğu gibi” şeklinde de lanse edildi.
Yunanistan
Mülteci Dernekleri Federasyonu ve Attika Bölgesi Federasyonu tarafından
düzenlenen ana etkinliğe; 30'u aşkın Küçük Asya dernekleri, çeşitli sivil
toplum kuruluşları ile çok sayıda halk katıldılar. Yunanistan’da Türkiye
karşıtı STK ve derneklerin sayıları binlerle ifade edilmektedir. Törene Atina
ve çevre beldelerin belediye başkanları ve Yunan Hükümeti’ni temsilen Milli
Savunma Bakan Yardımcısı Dimitris Vitsas da katıldılar.
94
Yıl Sonra Yeniden Kurulan İzmir Metropolitliği
Geçtiğimiz
yıl 29 Ağustos 2016 tarihli bir sen sinod kararı ile 94 yıl aradan sonra
İzmir’de yeniden bir Metropolitlik kuruldu.
Yunanistan'ın
Volos kentinde doğmuş ve 4 yıl önce Türk vatandaşlığına alınmış olan 45
yaşındaki Bartholomeos Samaras adlı bir papaz İzmir Metropoliti olarak atandı.
Patrikhane,
İzmir'e yeni metropolitin atanmasını geçtiğimiz sene son derece önemli ve
tarihi bir olay olarak değerlendirmişti. Atina'daki İzmirli Rumların kurduğu
dernekler aracılığı ile de bu atamadan duyulan memnuniyet ifade edildi. Yunan
basınında ise İzmir’de 94 yıl aradan sonra yeniden bir metropolitlik ihdas
edilmesini Türkiye’ye karşı bir “gol” olarak tanımladılar. Bu
seneki anma haberlerinde de 2016’da kurulan İzmir Metropolitliği için aynı
şekilde kurulmasının önemi hakkında söylemler yer almıştır.