Barış Pınarı harekâtının başlamasından sonra ABD, AB
ve birçok ülkeden Türkiye aleyhine sesler yükseldi.
ABD bu konuda başı çekiyordu. Her ne kadar bir anlaşma
tesis edilmiş olsa da Başkan Trump’ın çelişkili açıklamaları, birbirini
tutmayan Twitter paylaşımları, hatta aynı Twitter paylaşımında cümleler
arasında bile çelişkiler oldu! Trump’ın tüm bu tuhaf paylaşımlarından ve
beyanlarından -iyimser bir bakışla- anladığımız iç kamuoyuna yönelik
söylemler olduğuydu. ABD’de Trump ile devlet organlarının farklı bakış açısı ve
söylemi benimsediklerini anladık!
https://21yyte.org/tr/merkezler/islevsel-arastirma-merkezleri/teostrateji-arastirmalari-merkezi/lambriniadis-ve-artan-heybeliada-ruhban-okulu-baskisi
[3] “Archonların Türkiye’deki Endişe Verici Faaliyetleri”
[4] “ABD'de Ekümeniklik Karar
Tasarıları”
https://21yyte.org/tr/merkezler/islevsel-arastirma-merkezleri/teostrateji-arastirmalari-merkezi/abdde-ekumeniklik-karar-tasarilari
[5] “ABD, Patrikhane ve Helenizm Trafiği-II”
Daha geniş bilgi için “ABD, Patrikhane ve Helenizm Trafiği-II” adlı makalemizi de okuyunuz
[6] “ABD Kuşatmasında Türkiye’ye Helenizm Baskısı”
https://21yyte.org/tr/merkezler/islevsel-arastirma-merkezleri/teostrateji-arastirmalari-merkezi/abd-kusatmasinda-turkiye-ye-helenizm-baskisi
http://soyledik.com/tr/makale/7919/abd-kusatmasinda-turkiyeye-helenizm-baskisi--bojidar-cipof.html
ABD’deki neredeyse tüm STK’lar aleyhimize bağırmaya
başladılar. Senato ve Temsilciler Meclisi (House of Representatives) üyelerinin
çoğunluğunun da aynı şekilde Türkiye aleyhinde olduğunu gördük. Türkiye’ye
baskı çığırtkanlığında en üst seviyede görünen Temsilciler Meclisi üyesi Nancy
Pelosi ve bir grup senatör ile 18 Ekim Çarşamba günü Beyaz Saray’da
bir toplantı yapıldı. Trump’ın toplantı sonrasındaki açıklamalarından ve
basından anlaşıldığı üzere bu toplantıda kavga çıkmış! Türk düşmanı Nancy
Pelosi yanındaki iki senatörle birlikte Beyaz Saray bahçesinde basına açıklama
yaparken sinir krizi geçiriyordu.
Senato ile Temsilciler Meclisi üyelerinin büyük
çoğunluğunun bu kadar Türkiye aleyhtarı olmalarının nedeni nedir? Bu
nedenlerden biri “Helenizm”dir. Bu makalemizde ABD Türkiye ilişkilerinin
“Helen” boyutunu ele alacağız. Bunu irdelerken sadece Helen boyutu
ile değil, “Helensever” boyutunu da dikkate almak gerekiyor.
Hakkını vermek lazım ki dünyada hayli Helensever var.
Bu sevgi, eski Yunan’dan süregelen bir hayranlıktır. Megali İdea’nın
mimari Rigas Ferreos, 19. Yüzyıl başlarında Lord
Bayron’u etkileyerek büyük bir Helensever yapmış ve bu kişiyi kullanarak
Avrupa’da Helenizm’i yaymıştı. Günümüzde de Helenseverlerin sayısı azımsanamaz.
ABD’de Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu (USCIRF) adlı bir kuruluş var; her sene
bir rapor hazırlıyor ve ABD Hükümeti’ne sunuyor. Aslında bu raporun
uluslararası diplomaside hiçbir bağlayıcılığı yok çünkü rapor sadece tavsiye
niteliğinde ancak ABD tarafından “Algı Yönetimi” olarak kullanılan
önemli bir argüman! Bu raporda başta Rum Patrikhanesi üzerinden olma üzere her
sene Türkiye aleyhine ifadeler yer alıyor.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya da bu
esnada özel bir nokta koymak gerekiyor. Çünkü Pompeo da önemli ve etkin
Helenseverler arasında! Geçtiğimiz 21 Haziran 2019’da ABD’nin her sene
yayınladığı gibi bir önceki senenin “Dini Özgürlükler Raporu”
açıklanmıştı. Her sene bu raporlarda Türkiye aleyhine satırlar, asılsız
suçlamalar bulunuyor. Pompeo, bu toplantıda sözü ABD’nin Uluslararası Dini
Özgürlükler Büyükelçisi Sam Brownback’e bırakmadan önce şu konuşma
ile sözlerini bitirmişti.
“Ve Türkiye’de Başkan Trump’ın çağrısı üzerine,
inancı nedeniyle hapsedilen Pastor Andrew Brunson’u serbest bıraktılar. Ek
olarak, İstanbul’daki Heybeliada Ruhban Okulu’nun da derhal yeniden açılmasını
tavsiye ediyoruz.
Dini özgürlükler konusunda “kabadayılık” yapan herkes
için şunu söyleyeyim: ABD sizi izliyor ve hesaba katılacaksınız…” [1]
Bir önceki senenin “Dini Özgürlükler Raporu” da bu sene
açıklanandan farklı değildi. [2]
Mike Pompeo 6 Ekim’de Yunanistan’daydı ve mevkidaşı
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile birlikte Yunanistan Dışişleri
Bakanlığı'nın girişinde bulunan ve Türk Donanması'nın “Elli Deniz Muharebesi”ndeki
yenilgisinin resmedildiği tablo önünde gülerek poz vermişlerdi. Yunan
medyasında bu görüntünün Pompeo tarafından Türkiye’ye muhtemelen yapılacak olan
Barış Pınarı Harekâtı ve hatta S400’lerle ilgili açık bir mesaj olduğu şeklinde
yorumlar çıktı
Elli Deniz Muharebesi ya da bir başka adı ile İmroz
Deniz Muharebesi 16 Aralık 1912’de, 1. Balkan Savaşı esnasında Seddülbahir
Burnu ve İmroz Adası açıklarında, Osmanlı ve Yunan deniz güçleri arasında
yaşanan bir muharebedir ve Yunan üstünlüğü ile sonuçlanmıştır.
ABD’de “Helenizm uğruna malımızı ve canımızı
vermekten sakınmayız” şiarı ile yıllardır Rum Patrikhanesi üzerinden
Türkiye düşmanlığı yapan STK’ların şüphesiz en önemlisi Archonlardır.
Geçmişteki Rum Patriklerinden 1.Athenagoras’ın 1966’da ABD’de, “Order of
Saint Andrew The Apostle Archon of The Ecumenical Patriarchate” adıyla
kurduğu, kısaca “Archonluk” diye tanımlanan bu topluluk, ABD’de siyasi
açıdan ve ekonomik açıdan çok güçlüdür. [3]
Archonların resmi web sayfalarına baktığımızda Türkiye
aleyhine çok paylaşım görmekteyiz. Bu grup, Rum Patrikhanesi’nin ve
Hıristiyanların Türkiye’de ezilmekte olduğu ve daha birçok safsatayı şiar
edinmişlerdir.
Rum Patrikhanesi’ne Ekümeniklik sıfatı ve tüzel
kişilik verilmesi ile Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden ve TC yasalarına
uygun olmayan bir şekilde, YÖK ile hiçbir bağı olmadan açılmasını sağlamak ana
hedefleridir. Türkiye aleyhindeki söylemlerini 5 başlıkta manifesto olarak
belirtmektedirler. Bu grup içerisinde ABD siyasetinde çok etkin kişiler yer
almaktadır. Bu kişiler o kadar etkindirler ki 2006’da ABD’de başlattıkları “Ekümenik
Patrikhane’ye Din Özgürlüğü Projesi” kapsamında, ABD’nin 50 eyaletinin
46’sında Patrikhane adına, Türkiye aleyhine eyaletlerin hem senatolarına hem de
temsilciler meclislerine sunulan “Ortak” bir metin kabul edilerek
onaylanmıştır. Mart 2018’de Indiana Eyaleti ve Eylül 2018’de
Minesota Eyaletleri de bu projeye katıldı. [4]
Burada dikkat çekilmesi gereken bir husus var ABD’nin
neredeyse tüm eyaletlerinde Türkiye aleyhinde ve Helenizm lehindeki bu
kararları senatörler, temsilciler meclisleri üyeleri verdi. Günümüzdeki
Suriye konusunda neredeyse Türkiye lehine söz söyleyecek senato üyesi kalmamış. Çoğunluğu
neredeyse 2006’dan başlayarak aleyhimizdeki reylerini ihdas etmişler!
Amerikan Helenik Eğitim İlerleme Derneği (American
Hellenic Educational Progressive Association)AHEPA, Archonlardan
bir sonraki Türkiye karşıtı Patrikhane savunucusu STK’dır.
Patrik Bartholomeos, 1 Mayıs’ta beraberinde
çok sayıda din adamı ile birlikte Heybeliada Ruhban Okulu’nda İngiltere
Büyükelçisi Sir Dominick Chilcott ve AHEPA Derneği'nin
üst düzey üyelerini ağırladı. Bundan birkaç ay önce 6 Şubat’ta da
Heybeliada Ruhban Okulu’nda Türkiye’de bulunan misyon temsilcileri, Büyükelçi
ve Başkonsolosların katılımıyla “Halki İlahiyat Okulu'nun yeniden açılması
için Ekümenik Patriğin yeni çağrısı” adı verilen bir toplantı yapılmıştı. [5]
7 Şubat
2018’de senatörler Carolyn Bosher Maloney ve Gus Michael
Bilirakis “H.Res.732” sayılı Türkiye karşıtı bir önergeyi senatoya verdiler.
Önerge başlığı, “Türkiye'yi Ekümenik Patrikhanenin haklarına ve
din özgürlüklerine saygı göstermeye çağırıyoruz” şeklindeydi.
Demokratik Partili Carolyn Bosher Maloney ile
Cumhuriyetçi Partili (Yunan asıllı) Gus Michael Bilirakis’ingeçtiğimiz
yıllarda da Archonlar ve AHEPA üzerinden Türkiye karşıtı çalışmaları olduğunu bilmekteyiz.
Bu iki ayrı parti temsilcisinin ortak noktası, “Helenik Suçlarla Mücadele Kongresi” adı altında kurulmuş bir sivil toplum kuruluşunun
kurucu üyeleri olmalarıdır. Senatoda etkili bu iki isim de Archonlar ve AHEPA
ile dirsek temasında olarak, ABD Devleti nezdinde Türkiye aleyhine
çalışıyorlar. Bu iki siyasetçi geçtiğimiz aylarda, Yahudilerle de işbirliği
yaparak bu aleyhte çalışmalarını sürdürdüler. [6]
Ekim başlarında AHEPA’nın Başkanlığına yeni
seçilen George D. Horiates, derneğin başkanlık devir tesliminde “Birçoğumuz
gibi, AHEPA'nın Hellenizm adına savunucu olma potansiyeli ve topluluklarımızı
bir arada tutan programlarından ilham aldım” dedi.
ABD’den yayınlanan Greek News haber
sitesinde George G. Horiates’in ağzından çıkan 10 Ekim tarihli bir haber ise
şöyle: “Yunan/Amerikan örgütleri, Başkan Trump’ın Kürtleri terk etme
kararıyla öfkelendiler. Başkan Donald Trump’ın ABD Silahlı Kuvvetleri’nin
kuzeydoğu Suriye’den geri çekme kararı, Kürt’lerin ortadan kaldırılmasıyla sonuçlanacak
bir istilaya yol açmasına izin verecektir. Yunan/Amerikan topluluğu, Batı’nın
Türkiye’yi engellemek için uygun tedbirler alamaması nedeniyle öfkelidir ve
açık bir şekilde hüsrana uğramıştır.
Gelişmeler, NATO müttefiklerimizin ve stratejik
ortakların güvenliği ve çıkarları pahasınadır. Tekrar ediyoruz ve vurguluyoruz!
Türkiye bir ABD müttefiki değildir!”
Çok sayıda Helenik STK’nın yıllardır
faaliyetlerini biliyoruz ama son yıllarda bu hareketlilik fevkalâde arttı!
Bir başka Helenik STK olan Amerikan
Hellenic Institute de (AHI) 20'ye kadar Türk deniz
gemisinin Kıbrıs'ı sardığını bildiren haberlerle ilgili şöyle bir açıklama
yaptı:
“AHI, Türkiye’nin ABD’nin Kürt güçlerine
saldırmayı planladığı Kuzeydoğu Suriye’nin işgaline denk düşen Kıbrıs’ın özel
ekonomik bölgesinde varlığındaki hızlı yükselişini şiddetle kınıyor.
AHI, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun bu haftanın
başlarında Atina’ya yaptığı ziyarette “Yasadışı delme kabul edilemez” uyarısını
memnuniyetle karşılamaktadır. Ayrıca AHI,
Başkan Donald Trump’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gelecek ay
Beyaz Saray’ı ziyaret etme davetine de şiddetle karşı çıkıyor ve tüm ABD
Kongresi'ndeki senatörleri Türkiye karşıtı eylemlere katılmaya davet ediyoruz”
Bu tür faaliyetlerde genellikle ABD’li siyasetçilerin,
senatörlerin katılımında artış da gözlemleniyor! ABD’de halen sürdürülen
Türkiye’ye yaptırım dileklerinde bu tür Helen örgütlerinin çok etkin olduğu da
gözleniyor. Bu tür STK’ların ortak noktaları şunlar: Türkiye’de Hıristiyanlar
eziliyor, baskı altındadırlar söylemi, Patrikhane’nin Ekümenik statüsü ve
Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması için Türkiye’ye baskı yapılması.
Bir başka STK da “Kıbrıs Mücadelesi Dünya
Koordinasyon Komitesi”dir. (PSEKA) Bu grup 11 Ekim’de ABD
Washington’da 35’inci toplantısını yaptı. PSEKA’nın bugüne kadar Kıbrıs
üzerinden Türkiye aleyhine söylemleri vardı ama dinî konulara girmiyordu.
PSEKA Başkanı Philip Christopher, “Türkiye-Güvenilmez
Müttefik” sloganı ile toplantıyı açtı! Söylemlerinde Trump karşıtlığı da
yer aldı.
Toplantıda PSEKA üyeleri dışında çok sayıda Archon ve
AHEPA üyesi ile ABD’de yaşayan Yunanlılar ve Rumlar ve din adamları ile
senatörler katıldı.
PSEKA Başkanı Philip Christopher şöyle konuştu; “Amerikan
vatandaşları olarak, Suriye'deki sözde barışı koruma operasyonlarına sessizce
şahit oluyoruz. Müttefiklerimizi öldürmek için Suriye'yi işgal ediyorlar.
Dünyayı IŞİD'in barbar ve terör eylemlerinden kurtarmak için Amerikan
askerlerinin yanında savaşan ve 11 bin kişi kaybeden Kürtler öldürülüyor…
Bu sözde barışı koruma operasyonu bize 20 Temmuz
1974'te Kıbrıs'ın yasadışı, acımasız Türk işgali işgalini hatırlatıyor, işgal
altındaki Kıbrıs’ta Müslüman bir köktendinci devlet yaratan, 200 bin kişiyi
evlerinden eden bir işgal.
O zamanki Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, adanın
istila etmesi için Türkiye'ye yeşil ışık vermişti ve bugün de Başkan Trump,
“Sonsuz Eşsiz Bilgeliği”nde yeşil ışığı diktatör Erdoğan’a veriyor. Ve
müttefiklerimiz Kürtler katlediliyor!
Türkiye'nin eylemlerinin sonuçlarıyla yüzleşmesinin zamanı
geldi. Birleşik Devletler Kongresi'ne yaptırım uygulamalarını ve insanlığa
karşı işlenen suçlardan sorumlu olmalarını tavsiye ediyoruz!
Amerika Birleşik Devletleri'nin bölgedeki gerçek ve
sadık müttefikleri İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs'tır.”
PSEKA toplantısında konuşan ABD Senatörü Robert
Menendez ise “ABD’nin gerçek müttefiki, S-400 füze savunma
sistemini satın almayı düşünmez ve F-35 programına bağlı kalırdı” dedi.
Senatör Menendez, ABD Kongre'sinin Kıbrıs'a uygulanan
silah ambargosunun kaldırılması, Yunanistan - Kıbrıs - İsrail arasındaki
üçlü işbirliğini desteklemek ve S-400 alımına devam etmesi halinde Türkiye
aleyhine harekete geçmek için hazırlanan tasarıya destek verdiğini de ifade
etti.
Görüldüğü üzere bu yazımızda son zamanlarda ABD’de
yükselen ve senatörleri, siyasileri etkileyen “Helenik” faaliyetler söz
konusudur. Bunların ortak noktaları; Patrikhane’ye tüzel kişilik kazandırmak,
Heybeliada Ruhban Okulu’nu yeniden açtırmak! Görüldüğü gibi ABD’deki çoğu resmi
kurum “Helenlerin” yakın takibindedir ve etki altındadır.
Son zamanlarda ortaya atılan, bildiğimiz ama fazla
dillendirilmeyen bir kavram var! “Philhellen” (Helensever) Bu
kavram bir başka deyişle “Grekofil”dir. (Slavca’da=Gırkoman)
Helen topluluklarının son birkaç ay içinde “Helenseverliği”
de ön plana çıkarması ilgi çekici…
Bu bağlamda, bir başka Helenik STK olan Helenik
İnisiyatif’in (THI) Başkanı George Stamas’a
göre, 27 Eylül Cuma günü New York’ta düzenlenen 7. Yıllık Gala’sında 2.3 milyon
dolardan fazla para topladı. ABD, Kanada, İngiltere, Avrupa ve Avustralya'dan
850'den fazla konuk bu galaya katıldı. Helenik İnisiyatif İcra Direktörü Peter
Poulos ise “Bu yılki Gala, şimdiye dek elimizden gelenin en
iyisini yaptı ve Yunan vatanına bağlanmak ve onu desteklemek isteyen Yunan
diasporasının coşkusu ve adanmışlığının bir kanıtı oldu” dedi.
2012 yılında kurulan “Helenik İnisiyatif”,
Yunanlılar için sürdürülebilir ekonomik iyileşme ve yenilenmeyi desteklemek
için dünyadaki Yunan Diasporası ve “Philhellenes” (Helenseverler) topluluğunu harekete geçirmek için çalışan bir
kurumdur. Helenik İnisiyatif sürekli olarak Türkiye aleyhine, sözde Pontos
soykırımını tanıtmaya çalışan ve Patrikhane için özgürlük adı altında
kampanyalar yapan bir STK’dır.
Örnek olarak verdiğimiz Helenik İnisiyatif’in
kuruluş sözleşmesinde “Philhellen” (Helensever) kavramı var.
Ama bu güne kadar bu kavramı dillendirmeyen başta AHEPA olmak üzere diğer
Helenik toplulukların söylemlerinde şimdi bunu sıkça kullanmaları dikkat
çekiyor.
Onlarca Senatör ve Temsilciler Meclisi üyelerinin bir
ağızdan Türkiye aleyhine konuşmaya başlaması çok sayıda STK’nın ortak
söylemlerinde Patrikhane, Ekümenizm, Ruhban Okulu gibi başlıkların yer
almasının endişe verici boyutlara vardığı kanaatindeyiz.
Koskoca ABD’nin 50 eyaletinin 46’sında, Senato ve
Temsilciler Meclislerinde sanki bir kalemden çıkmış gibi Türkiye aleyhine
Patrikhane karar tasarıları alınmış olması bu endişeyi artırıyor.
Örneklerin sonu yok! Bu makalede paylaştıklarımız
bunların çok az bir kısmı. Ama son bir örnek verelim!
ABD Temsilciler Meclisi’ne 19 Ekim’de Patrik
Bartholomeos’un ruhbanlığa girişinin 50. yıldönümünde onurlandırılması için
verilen bir tasarı, geçtiğimiz 7 Ekim’de “HR0348” numara ile kabul
edildi. Patrik Bartholomeos, 19 Ekim 1969'da rahip olarak kutsanmıştı.
Tasarıyı sunan Illinois Eyaleti Temsilcisi Darin
LaHood, 7 Ekim’de yaptığı açıklamada, "Bugün Ekümenik Patrik
Bartholomeos’u ruhbanlığının 50. yıldönümü için onurlandırmak istiyorum.
Ekümenik Patrik Bartholomeos’un Amerikalılar ve dünyadaki tüm insanlar için
yaptığı tüm iyilikler için minnettarım. Bartholomeos, bir kişinin olumlu
çabalarının dahi sayısız insanın hayatında yararlı olabileceğini bize
hatırlatıyor” şeklinde konuştu.
Kongre Üyesi Darin LaHood, Illinois’in 18. Kongre
Bölgesini temsil ediyor. Kongreye seçilmeden önce de 37. yasama bölgesini
temsil eden Illinois Senatosu üyesiydi. Darin LaHood, Barack Obama döneminde
eski ABD Ulaştırma Bakanı Rayck LaHood'un oğludur.
SONUÇ:
30 seneye yakın takip ettiğimiz Patrikhane konusu,
Eyalet Senato ve Temsilciler Meclisleri örneğimizde vurguladığımız gibi
2006’dan itibaren başlayan ve son birkaç yılda artan bir şekilde Türkiye’ye
karşı kullanılan bir konudur.
Geçmiş yazılarımızda çıkardığımız sonuçlarda
Evanjelist yoğun ABD’nin, Ortodoks Patrikhane’ye yıllardır verdiği destek için
“Neden?” diye çokça düşündük…
Helenseverlik ya da Yunan hayranlığı ile Dünya
Ortodoks nüfusunun büyük çoğunluğu bulunan Rusya’nın Ortodoks liderliğini ele
geçirmemesi için ABD bu desteği veriyor düşüncesi hep ağır bastı.
ABD ve hatta AB tarafından Türkiye’ye yapılan
Patrikhane baskılarında, Yunanistan’ın bir figür olduğunu ama baş aktör
olmadığını, hatta bu son gelişmelerin ışığında Patrikhane’nin dahi bir figür
olduğunu düşünüyoruz.
Bu kadar çok farklı yerlerden çıkan bu “Helenik”
faaliyetleri Yunanistan da Patrikhane de bizce organize edemez ve yönetemez
kanısındayız…
Bu işin başında mutlaka bir “Üst Akıl” var!
STK ve diğer “Helenik Oluşumlar” mutlaka bu “Üst
Akıl”a etki yapıyorlar ama “Üst Akıl” da “Helen” kozunu
Türkiye aleyhine kullanmaktan son derece mutlu!
Ne zaman nereden patlak verir bilinmez ama ABD ile
ilişkilerimizde her zaman patlamaya hazır bir bomba bu…
[1] “Lambriniadis ve Artan Heybeliada Ruhban Okulu Baskısı”
https://21yyte.org/tr/merkezler/islevsel-arastirma-merkezleri/teostrateji-arastirmalari-merkezi/lambriniadis-ve-artan-heybeliada-ruhban-okulu-baskisi
[2] “ABD, Archonlar ve Dini Özgürlükler
Raporunda Türkiye”