Yaşamda çatlaklar hep vardır.
Oluştuğunda bu çatlakları onarmaksa özen gerektirir. Çünkü çatlak yapışır ama
eski halini asla almaz/alamaz.
(Çatlak söylemini bu tümcede mecazi
olarak, insani ilişkilerdeki çatlaklar için kullandık!)
Bir çatlak oluşumundan sonra onarılmış
haliyle yaşamı sürdüren, sürdürmeye niyetli olanların davranışları ve hatta
kabullenişleri önemlidir ve tabi bu esnada devreye giren “Af” müessesesi de
önemlidir. Af bir kabulleniştir, bir hatanın yok sayılmasıdır, mecazi olarak da
yapıştırılan çatlağı olduğu gibi kabulleniştir. Bu bağlamda; Yaşamda çatlaklar
oluşmaması en büyük dilektir…
Ve çok zaman af gereklidir de… Aksi
takdirde yaşamı sürdürmek çok zor olur! Ama insan doğasının gereği olarak bu
her daim bir kenarda bekler, unutuldu zannedilir ama unutulmaz. İçinde
bekleteni obsesif yapma olasılığı da vardır ve ileriye yönelik başka önemsiz
sorunlarda ortaya çıkar/çıkartılır…
Sevgi ise yaşamımızın her evresinde
farkı nispetlerde, etrafımızdaki kişilere, aile bireylerine, milli ve manevi
değerlerimize yönelik çok göreceli ve çok çeşitlilik arz eden bir kavramdır.
Yaşam; her an çatlayabilecek bir porselen olarak düşünülse ve af etmeye,
edilmeye gerek kalmaması için ihtimamla korunsa, etrafımızdaki farklı düzeydeki
sevgimizi verdiğimiz ilişkiler ne güzel olur.
Yukarıda “Sevgi çok çeşitlilik arz
eden bir kavramdır” dedik. Sevgi; sadece âşık olunana tektir ve özeldir.
Aşk ise sevginin en çok korunması gereken hâlidir ve sevgi porseleni asla
çatlamamalıdır.
Etrafınızdakilere farklı düzeylerde
verdiğiniz sevginizi ve varsa âşık olduğunuza olan özel sevginizi iyi koruyun…
Çatlamasına izin vermeyin…
Sevginiz bol, aşkınız tek olsun…
Bojidar Çipof
11 Şubat 2015