26 Mart 2012 Pazartesi

TÜRKİYE’DE MASONLUK TARİHİ 1



Dışarıdan, toplama bilgilerle, birtakım kitaplardan alıntılarla masonluk hakkında yazı yazanların bu konuda eksik olduğu görülür. Masonik yapılanmanın tam olarak bilinmemesi nedeniyle yapılan bazı yorumlar da bu nedenle spekülasyon olmanın ötesine geçemez. Bu güne değin masonluk hakkında, mason olmayan kişilerce yazılan kitap ve makale türü çalışmalar bu nedenle gerçek senteze varamamışlardır. Masonluk yaşantısına devam eden bir mason ise bu yönde bir kitap ve benzeri çalışmayı dışarıda basılmak/dağıtılmak maksadıyla ortaya koyamaz! Çünkü masonluğun genel prensibi olan içlek (ezoterik) çalışmanın doğal tezahürü olarak masonluğun sırlarını (gizlerini) açıklayamaz.

Uzun yıllar mason derneği üyeliğimiz oldu. Belki bir merak ile başlayan ve geçen yıllar içinde biraz daha bir şeyler öğrenme arzumuz; 2004 yılında dini inançlarımızla çatıştı. Masonlukta, “Allah” mevhumunun karşısına çıkarılan “Evrenin Ulu Mimarı” kavramıyla olan bu çatışmaya ve o platformda artık bulunmak istemememizin de ağır basmasıyla gelişen süreç; 27. Dereceye geçmeyi hak kazandığımız bir esnada bizi istifaya götürdü.

Bu yazı dizimiz, masonları tatmin etmeyecektir zira yazımızda masonları övmeyeceğiz. Bu yazı dizimiz mason karşıtlarını da tatmin etmeyecektir zira masonları bilinçsiz bir şekilde yermeyeceğiz ya da küfür etmeyeceğiz…

Masonlukla ilgili olarak bir giren bir daha ayrılamaz gibi çok absürt bir kanı vardır! Masonluk, tüm Dünya’da olduğu gibi bizde de tüzel kişiliği olan bir dernek vasıtasıyla işlemektedir ve “Dernekler Kanunu”nun ilgili maddeleri gereğinde de her üye özgür iradesiyle dernekten ayrılabilir. Evet, ayrılmaması için manevi baskı yapılması olasıdır ve bize de yapılmıştır. Ancak Kanun’un ilgili maddesini de içeren ihtarî bir faks’ımızın ardından, ciddiyetimizi yasal mecraya da taşıyacağımız hususundaki kararlılığımız, henüz 1 saat geçmeden kaydımızın silindiği ile ilgili belgenin tarafımıza ulaşmasını sağlamıştır.

Tarih bilimi; belge ve bilgilerin, kaynak gösterilmek suretiyle ve tarafsızlıkla ortaya konulmasıyla geçmişin bilinmesi ve anlaşılması işlevini yerine getirir. Bu yazı dizimizdeki verilerin tümünün çok uzun bir emek ve bilgi birikimi ile ortaya çıkmış olduğunu belirtmek isteriz. Bu yazı dizisindeki bilgiler, dernek üyesi iken “en fazla konferans” verenler arasında olan eski bir masonun tecrübeleri ve bilgi donanımı ile kaleme alınmıştır.

Yazının “Tarihsel Süreci” anlatan kısmı, şu anda masonlarca da “kaynak” olarak kabul edilen “Defne Yüksek Yetkinleşme Atölyesi 2000-2001 Yılı Konferansları”nı ihtiva eden bir kitabın 177-200 sayfalarındaki makalemizdir. “Suprem Konsey’in 140 Yıllık Tarihi (1860-2001)” adlı bu makale; üst derecelerdeki bir konferans için hazırlanmıştı ve üst derecelerin tarihi ile daha fazla ilgiliydi. Bu yazı dizisinde, “Türkiye’deki Masonluk Tarihi” tüm dereceleri (1. Dereceden 33. Dereceye kadar) kapsayacak bir şekilde irdelemektedir. Yazı içindeki masonik terimlerin iyi anlaşılabilmesi için de ayrıca parantez içinde kısa açıklamalar yapılmıştır.

MASONİK YAPILANMA

Türk Masonluğu ile ilgili tarihsel sürece başlamadan evvel, masonik yapılanmayı da tarif etmek ve bu yazı içeriğindeki bazı kavramlar hakkında bilgi vermek, masonluğun çalışma şematiğinin daha iyi anlaşılması açısından çok önemlidir.

Türkiye’de faaliyet gösteren iki erkek ve bir bayan mason derneği vardır:

“Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası”

“Özgür Masonlar Büyük Locası”

“Kadın Mason Büyük Locası”

Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası; “İngiliz Masonluğu” paralelinde çalışır ve kısaca “Muhafazakârlar” olarak tanımlanır.

Özgür Masonlar Büyük Locası ise “Fransız Masonluğu” ile daha yakındır ve kısaca “Liberaller” olarak tanımlanır.

Kadın masonların yapılanmasına Özgür Masonlar Büyük Locası yardımcı olmuş, 1991’de kadın masonluğu oluşumunu evvela kendi bünyelerinde ama farklı bir dernek olarak başlatıp, bu oluşum belli bir dereceye vardığında da eğitimine ve organizasyonuna destek olmuştur.

Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası ise İngiliz Masonluğu’nun ana prensipleri dâhilinde “kadın” masonları kabul etmez ve kesinlikle yadsır. Zaten diğer mason grubu olan Özgür Masonlar Büyük Locası üyelerini de mason olarak kabul etmezler ve bu grupta olan masonlara (masonik açıdan) “düzensiz” tanımlaması yaparlar.

Dünya’da masonluğun “muhafazakâr” ve “liberal” olarak ikiye ayrılması, bunun nedenleri ve aralarındaki görüş farklılıkları, bu yazımızın ana konusu değildir ve bir başka yazıda “Dünya Masonluk Tarihi” başlığıyla ele alınabilecek başlı başına bir konudur.

Türkiye’deki masonlar; Dünya’da en yaygın ve 33 dereceli bir sistem olan; “Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti” ile çalışırlar. (Ritüel= Bir törenin yapılış şekli. Bu bağlamda; kiliselerdeki ayinler de belli bir ritüele göre icra edilirler. Masonik bir toplantının da uygulama şekline ritüel denmektedir.)

Masonluğun ilk üç derecesini “Büyük Loca” adı altında yasal olarak kurulmuş bir dernek, 4. Dereceden, 33. Dereceye kadar olan kısmını ise “Yüksek Şüra” ya da “Suprem Konsey” adı altında yine yasal olarak kurulmuş bir başka dernek yönetir.

Halk arasında daha fazla bilinen “Büyük Loca” kavramı buzdağının sadece görünen kısmıdır. Bunun ardında; 4. Dereceden başlayarak, 33. Dereceye kadar giden bir süreç daha vardır ve masonluğun esas gizleri kısaca “üst dereceler” olarak tanımlanan bu derecelerdedir.

İlk üç derece; çırak, kalfa ve üstad dereceleridir. Bunlar; “Mavi Dereceler” ya da “Remzi Dereceler” denir ve bir “Büyük Loca” tarafından yönetilir. Büyük Loca; “Demokratik” bir yapılanmadır ve tüzükte belirlenen kıdem (süre) ve diğer koşullara uymak şartıyla, bu derneğe üye olan herkes kendi locasının yönetimine ve isterse “Büyük Loca” yönetimine de aday olabilir.

Dördüncü ile otuz üçüncü derece arasındaki dereceler ise bir başka mason derneği tarafından yönetilir ki bu ikinci derneğin yapısı pek bilinmez. Gizli olan bu üst derecekleri yöneten 2. dernektir.

Bu 2. dernekte “Demokrasi” yoktur. Çünkü burada yöneticiler sadece 33. Derecede olan masonlardır. Bu durumda 33. Dereceyi almamış bir mason doğal olarak, dernek yönetimi ile ilgili söz sahibi de olamaz.

2. dernek “Otokratik” yöntemle (buyurgan) yönetilir. Yapılan (yasal) dernek seçimleri, gelen Devlet görevlilerine karşı göstermeliktir. Çünkü 4. Derecede olan bir mason da yasal olarak o derneğin bir üyesidir, ama yönetime girmeye, aday olmaya (Masonik Yasalar) açısında hakkı bulunmaz.

İlk üç dereceyi yöneten “Büyük Loca” ile 4-33. Dereceleri yöneten “Yüksek Şüra” ya da “Suprem Konsey” arasında bir “Konkordato” vardır. Bu konkordatoya göre 4. ile 33. arasında bir derecede olan bir mason, Büyük Loca’da da “Düzenli” olmak zorundadır. Başka bir anlatımla; devam ve ödenti yükümlülükleri açısından “Düzensiz” olmamalıdır. Bir mason üyesi olduğu Büyük Loca’ya “Ben artık üst derecelere geçtim. Bundan sonra ilk ya da alt derecelere gitmeyeceğim” diyemez. Çünkü alt derecelere devam etmezse “mason” sanı ortadan kalkar.

(Büyük locanın örgütlenmesine ve yetki alanı içinde bulunan locaların toplamına “obediyans” denir ki bu tanım yazımız içinde sıkça geçecektir.)

Büyük Loca tarafından yönetilen 1.-3. Dereceler şunlardır:

1.Derece= “Çırak”

2.Derece= “Kalfa”

3.Derece= “Üstad”

Suprem Konsey tarafından yönetilen 4.-33. Dereceler ise şöyle ayrılırlar:

4-14. Dereceler arasında çalışan birimin adı “Atölye”

15.-18. Dereceler arasında çalışan birimin adı “Şapitr”

22.-30. Dereceler arasında çalışan birimin adı “Aeropaj”dır.

Masonluğun ana felsefesi 30. Derecede biter. 31. ve 32. Dereceler; Yüksek Yargılama ve Disiplin kurullarıdır. 33. Derece ise yukarıda belirtildiği gibi “Yüksek Şüra” ya da “Suprem Konsey” adını taşır. Suprem Konsey; 33.ler meclisidir ve kendilerini “Ritin Egemen Otoritesi” olarak sayarlar.



BU YAZI DİZİMİZ, 5 BÖLÜM OLARAK YAYINLANACAKTIR. LÜTFEN DİĞER BÖLÜMLERİ DE TAKİP EDİNİZ