Hayalsin sen
Seni anımsamıyorum, ya da
anımsayamıyorum
Var mıydın?
Yok muydun?
Cevabı yok!
Anımsayamıyorum ki…
Peki, yoksan neden var
diyorum?
O zaman demek ki bir “Hayalsin”
Bulanık, gölgeler
arasında, karmaşık duygularla neden “varsın”
diye düşündüm?
Bu durumda, “yok” demek, ya da “yok” saymak doğru mu olacak?
Belki…
Geçen akşam zifiri
karanlık bir sokakta durdum kaldım öylece
İleride, sokak lambasının
ışığı birini aydınlattı
İçimden “bu mu?” dedim
Benzetemedim, çünkü seni
anımsamıyorum, ya da anımsayamıyorum
Ne yapmalıyım ki
anımsamıyorsam, ya da anımsayamıyorsam?
Biraz ileri de gittim o
gece
Yanımdan geçerken
gördüğüme göz kırptım
Zifiri karanlıkta,
korkutmamak için geriye çekildiğim an ona göz kırptım
Karanlıkta…
Tabi ki görmedi, göremedi!
Zor bir iş bu...
Hayallerle uğraşmak
Bulanık, karanlık, sisli
ve ürkütücü şekiller görmek ve anımsanmayan ya da anımsanamayanlarla uğraşmak
ve karanlıkta göz kırpmak
Ne yapmalı acaba?
Demek ki yok öyle biri,
demek ki olmadı öyle biri
Zor, zor hayallerle
uğraşmak çok zor
Peki, neden hep hayal
kurulur?
Madem boşa, kurulmasın,
umulmasın
Bir ışık olsa, bir ışık
aydınlatsa yolumu ne güzel olurdu
Kurtulsam o karanlık
köşelerden, boşa hayallerden
Sisli, puslu görülmeyen,
görülemeyenlerle boşa vakit harcanacağına
Bir ışık yansa ya önümde,
aydınlatsa önümü
Kimi bir hayalle, ya da
olmayan hayallerle uğraşır durur
Kimi de önündeki ışığı
takip eder
Hemen içinde bir sevgi
ışığı yak!
Bak o zaman nasıl
değişecek her şey
Bak o zaman nasıl da
umutla dolacak için
Bırak “Hayal”i
Hatta “Hayalsin” de deme
“Hayalsin”de bir işaret var çünkü
Anımsanmayan ya da
anımsanamayan bir hayalle uğraşma
Hayalse “o”
zaten yok!
Anımsama, anımsamaya da uğraşma
Uzamış yine bu yazı...
Tekrar da var biraz!
Biraz olur mu çok tekrar
var...
Olsun, bunları yazan belki
içini dökmüş
Bu gün;
Doğu’dan yeni bir ışıkla
doğacak,
Şunun şurasında sabah
ışığını almaya az kaldı
Umutla…
Hayale
dalmadan...
Gerçekle...
Bojidar Çipof 3 Ağustos 2009