Mike
Pompeo’nun 17 Kasım’da İstanbul’a gelerek yaptığı Patrikhane ziyareti Türkiye
açışından resmi mahiyetli bir ziyaret değildi. Bilinen Helen kaynaklarında da
ziyaret ile ilgili olarak resmi bir yüklem yok sadece haber olarak verildi.
Bir tek farklı kaynakta,
Archonların resmi web sitesinde ziyaret ile ilgili şu başlık çıktı; “ABD Dışişleri Bakanı'nın Ekümenik
Patrikliğe Resmi Ziyareti”
Haberin içeriği;
Amerika Birleşik
Devletleri Dışişleri Bakanı Michael R. Pompeo, 17 Kasım 2020 Salı günü Fener’deki
Ekümenik Patriklik Kutsal Makamı'nı ziyaret etti ve özel bir onurla karşılandı.
Eşi Susan Pompeo ve
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Sayın David Satterfield'in eşlik ettiği Pompeo
Ekümenik Patrikhane girişinde, Fransa Metropoliti Emmanuel tarafından karşılandı.
Bakan Pompeo, eşi Büyükelçi Satterfield ve arkadaşları, Dyacon Iakovos
Krochak'ın sunumuyla Patrikhane Kilisesini ve civarını gezdiler.
Pompeo daha sonra Patrik
Bartholomeos tarafından karşılandı. Samimi toplantıda, Fransa Metropoliti Emmanuel
ve Silivri Metropoliti Maximos, Kutsal Sinod'un Baş Sekreteri ve Laki Vingas da
bulundular
Yaklaşık bir saat süren görüşmelerin
merkezinde Ekümenik Patrikhane, İstanbul Cemaati ve sadık Ortodoksları
ilgilendiren konular vardı. Ayrıca dünyadaki Ortodoksluğu ve Hristiyanlar arası
diyaloğun gidişatını tartıştılar. Ayrıca, doğal çevrenin korunması ihtiyacına
ilişkin küresel kamuoyu farkındalığını artırmaya yönelik girişimleri ve
barışçıllığı teşvik etmeyi amaçlayan Dinlerarası Diyalog gibi daha geniş ilgi
alanına giren konuları tartışma fırsatı da buldular. Bu bağlamda, Amerika
Birleşik Devletleri'nin güçlenmeye çalıştığı bilinen dünyada temel haklara ve
din özgürlüğüne saygı konusunda görüş alışverişinde bulunuldu.
Ziyaretin ardından
günlerinin çoğunu İstanbul’da geçiren Fransa Metropoliti Emmanuel medyaya bir açıklama
yaptı. ABD Dışişleri Bakanı'nın ziyaretini tarihi olarak nitelendirdi ve diğer
ABD Dışişleri Bakanlarının da geçmişte Patrikhane'ye benzer ziyaretler
yaptığını hatırlattı. Görüşmede din özgürlüğü ve temel haklar, Ortadoğu'daki Hıristiyan
varlığının korunması ve dünyadaki Ortodoksluk konularının tartışıldığını ve “Ekümenik
Patrikhane olarak Ortodoksluğun bütünlüğünün ve iyiliğinin sorumluluğunu ve
dünyada barışın hüküm sürmesinde önemli bir rolü üstleniyoruz. Dini topluluklar
gezegende barış ve istikrarın korunmasında çok önemli bir rol oynayabilir ve
bunu hepimiz biliyoruz" dedi.
Fransa Metropoliti, ziyareti
takip eden Yunanlı gazetecilerin Ayasofya meselesinin Pompeo tarafından gündeme
getirilip getirilmediği sorusuna, ise bu konunun da tartışıldığını, ancak yorum
yapmanın kendi sorumluluğu olmadığını söyledi. Ekümenik Patrikhane'nin bu
siyasi karar için (Ayasofya’nın ibadete açılması)
görüşlerini ve üzüntüsünü dile getirdiğini ifade etti.
Pompeo’nun Türkiye
karşıtlığını biliyoruz. Ancak kısa bir süre sonra ABD’de değişecek hükümet ile
birlikte Pompeo’nun hiçbir sıfatı ve yetkisinin kalmadığını da biliyoruz.
Bu bağlamda; bu ziyaretin
amacı nedir?
Verdiği mesaj nedir?
13 Kasım’da BBC’nin bir
yorumunda şu satır başları bulunuyor:
ABD
Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun 23 Kasım'a kadar sürecek ve 7 ülkeyi kapsayan
turu Fransa'dan başladı. ABD'li bakanın Fransa'daki temasları sonrası
İstanbul'a gitmesi öngörülüyor. Ancak Pompeo'nun sadece Fener Rum Patriği
Bartholomeos ile bir araya gelerek dini meseleleri ele alacağının açıklanması
ve resmi temaslara işaret edilmemesi Ankara'nın tepkisini çekti.
Pompeo'nun
yurtdışına yapacağı geziye ilişkin ABD Dışişleri Bakanlığı açıklaması, 10 Kasım
Salı günü yapılmıştı.
ABD
Dışişleri'nden yapılan açıklama, Amerikan diplomasisini yöneten Pompeo'nun,
Türkiye haricindeki her ülkede üst düzey temaslar yapıp önemli ikili ve uluslararası
konuları ele alacağını kaydederken, İstanbul'a yapacağı ziyarette sadece Fener
Rum Patriği Bartholomeos ile görüşeceğini bildirdi. Aynı açıklamada, Pompeo'nun
Ortodoks dünyasının ruhani lideri ile Türkiye ve bölgede dini konuları ele
alarak, ABD'nin tüm dünya genelinde dini özgürlükler konusundaki güçlü duruşunu
vurgulayacağı kaydedildi.
Haberde gördüğümüz gibi “Türkiye haricindeki her ülkede üst düzey
temaslar yapıp önemli ikili ve uluslararası konuları ele alacağı” şeklinde
bir cümle var!
Pompeo’nun ilerideki
politik yaşamı ile ilgili yatırım olarak da kabul edilebilecek olan giderayak
bir nevi veda ziyareti yaptığını söylemek mümkün. Bu veda ziyaretinde
İstanbul’a da uğranmasının en büyük sebebinin ise Pompeo’nun eşi Suzan Pompeo’nun isteği olduğu şeklinde
yorumlar da var. Çünkü Pompeo’nun yukarıda zikredildiği gibi sadece Türkiye’de
resmi teması olmadı. Bu da konunun bir başka açısı!
Mike Pompeo aşırı uç bir
Hıristiyan. Bilinenin aksine Katolik değil, Protestanlığın bir kolu olan
Presbiteryen. Evanjelik Presbiteryen Kilisesi'ne mensup olan Pompeo, 2007 ile
2009 yılları arasında, özellikle Pazar Okulları adı verilen okullarda görev yapmış.
Ruhbanlıktan bir alt derece olan dyakon ya da dyakoz sıfatı var.
Pompeo, her zaman
Türkiye’de dini özgürlükler yokmuş gibi davranmıştır. ABD’nin her sene
yayınladığı “Dini Özgürlükler Raporu”nun
son iki senenin sunumlarında bizzat bulunarak Türkiye ile ilgili kısmı kendisi
okumakta… Türkiye’de dini özgürlüklerin olmadığına ve başta Rum Patrikhanesi
olmak üzere diğer Hıristiyan unsurların baskı altında olduğunu iddia ediyor.
Heybeliada Rum Ruhban Okulu’nun
açılması için de Türkiye’ye en fazla baskı yapan ABD’li siyasetçi.
Suzan
Pompeo ise eşinin aksine bir Ortodoks! Ve dini açıdan Mike
Pompeo’dan daha katı olduğu biliniyor.
Nitekim 17 Kasım’da
Patrikhane’nin önünde arabadan inerken başı kapalı olarak göründü.
Ortodokslukta hanımların baş bağlaması memlekete göre değişiklik arz ediyor.
Mesela Rusya, Ukrayna, Moldovya gibi ülkelerde kiliseye giren hanımların başı
mutlaka bağlıdır. Ama Ortodoksluğun merkezi olduğunu iddia eden Rumlarda bu pek
alışılmış bir durum değil. Rum cemaatinin açık kaynaklarda görülebilecek ayin
fotoğraflarında çok az sayıda hanım başı kapalı olarak görünür.
Suzan Pompeo kiliseye
girerken bile değil, arabadan başı kapalı olarak indi. Oysaki Patrikhane
içindeki Aya Yorgi Kilisesi’ne girerken de pekâlâ başını kapatabilirdi. İşte
burada simgesel bir yükleme var! Suzan Pompeo Patrikhane’ye girerken sadece
avludaki kiliseye değil binan ın tümüne dinî bir anlam yükledi.
Mike Pompeo’yu ilerleyen
yıllarda siyaset sahnesinde yine göreceğimiz kanaatindeyim.
Yeni seçilmiş ABD Başkanı Biden ileri yaşı ile tenkit edilmekte
ve hatta “Dönemi tamamlayabilir mi?” diye de sorulmaktadır. Trump bunu hep dile getirse de son
hafta içinde; bir sonraki dönem için aday olacağını ve çalışmalara hemen başlayacağını beyan etti.
Bu biraz ironik bir durum çünkü şu anda ileri yaşı ile Biden’i “yaşlı” diye tenkit eden Trump; bir
sonraki seçimde Biden’in bugünkü yaşında olacak.
Yukarıdaki kısa analizden
yola çıkarak ABD başkanlığı ya da siyaseti için genç addedilebilecek olan Mike
Pompeo’nun önümüzdeki dönemde aktif siyasette rol alacağını düşünmek mümkündür.
Pompeo en azından
2022’deki ara seçimde senatör olmak için adım atacak düşüncesindeyiz. Hatta bir
sonraki ABD başkanlığı için aday adayı olması da kuvvetle muhtemel. Bu durumda
ABD’de önemli bir faktör olan dini bütünlük ile iyi bir görüntü çiziyor. Öte yandan eşi Suzan üzerinden de Helen
diasporasının arkasına alması mümkün.
Zaten son birkaç yılda
tırmanışa geçen ABD’deki Helen diasporasının güçlü unsurları ile ile Mike Pompeo
uzun zamandır dirsek temasında ve başta Archonlar olmak üzere bu diaspora ile
zaten çok sıkı fıkı.
Bildiğimiz gibi Ayasofya’dan sonra Kariye Camii ile
ilgili de büyük bir kampanya başlatılmıştı. Kariye’nin açılış tarihinin, restorasyonun
yetişmemesinden dolayı ertelenmesinden dolayı kariye söylemleri şimdilik durdu.
Mike
Pompeo 17 Kasım’da Fatih’te bulunan Rüstem Paşa Cami’sine de bir ziyarette
bulundu. Yarım saat gibi uzun bir süre camii içinde kaldı. Rüstem Paşa Cami
İstanbul’un fethinden yaklaşık 110 yıl sonra inşa edilmiştir. Eski hali ile Kilise
Cami olarak da biliniyor.
Pompeo camide şu sözleri
söylemiştir: “Herkesin inancını yerine getirmesine izin verilmelidir. Bunun teminatı
da ABD’dir”
Bu sözün ne anlama
geldiğini tam olarak anlayamadık. Hele hele kısa bir süre sonra yönetimde olamayacak
bir ABD’li bakanın bu sözleri ne etki yaratacak bu da havada olan bir husus!
Rüstem Paşa Camii’nin en
önemli özelliği çinileridir. Camide paha biçilemez güzellikte çiniler var ve Pompeo
da bu çiniler için "nefes kesici güzellikte"
ifadesini kullandı.
Rüstem Paşa Caminin
çinileri ile bir ABD bağı var!
90’lı yıllarda Rüstem Paşa
Camindeki restorasyon sırasında yerlerinden sökülen ve depoya kaldırılan
çinilerden ikisi kaybolmuş ve ardından New York’taki Metropolitan müzesinde
ortaya çıkmıştı.