Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu’nun Yunanistan Gezisinin
Ardından Yunanistan Cumhurbaşkanı
Prokopis Pavlopulos Yine Kin Kustu
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu 2 Kasım’da Yunanistan’a gitti ve çeşitli temaslarda bulundu Batı Trakyalı Türklerle bir araya geldi. (Bakan Çavuşoğlu; 1972 Gümülcine Doğumludur)
AKP milletvekilleri
Salih Çetinkaya, Salih Fırat ve Mehmet Akyürek, Türk İşbirliği ve
Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanı Serdar Çam ve Vakıflar Genel Müdürü
Adnan Ertem ile Türkiye Atina Büyükelçisi, Yaşar Halit Çevik; Bakan
Çavuşoğlu’na bu gezide eşlik ettiler.
İlk olarak Türkiye'nin Atina
Büyükelçiliği’ne giden Bakan Çavuşoğlu burada Atina Büyükelçimiz Yaşar Halit
Çevik eşliğinde “İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu” yetkilileri
ve “İmrozlular Derneği” yetkilileri ile bir saat süren bir toplantı
yaptı.
31 Ekim’de "Dini ve Kültürel
Çoğulculuk ve Barış İçinde Bir Arada Yaşama Konferansı"
için Yunanistan’da bulunan Rum Patriği Bartholomeos da Büyükelçiliği’mizi
ziyaret etmişti.
Aşağıda; Başbakan Yardımcısı Hakan
Çavuşoğlu’nun Yunanistan ziyaretindeki temaslarını bir haber niteliğinde
verdikten sonra ilk olarak; İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu’nun aynı
gün yayınladığı bir deklarasyonu ve ardından Bakan Çavuşoğlu’nun Yunanistan
ziyaretinden evvel TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşma içeriği ve
Yunanistan ziyareti esnasındaki söylemlerinden ötürü Yunanistan Cumhurbaşkanı
Prokopis Pavlopulos’un “aksiseda” gibi verdiği tepkiyi irdeleyeceğiz.
Yazımızın içeriğindeki bilgiler ve açıklamalar; Batı Trakya’da yayınlanan
Türk medyasından derlenmiştir. Atina Büyükelçiliği’mizdeki İstanbullu Rumların
Evrensel Federasyonu ve İmrozlular Derneği yetkilileri ile yapılan görüşmenin
ayrıntıları ise İREF ve diğer Yunan/Rum siteleri ile sosyal medya
kaynaklarından derlenmiştir.
İlginç olan; Sayın Çavuşoğlu’nun
gerek TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşma içeriğinin ve
gerekse Cumhurbaşkanı Pavlopulos’un anında verdiği aşırı tepkinin ulusal
basınımızda hiç yer almamasıdır!
Hakan Çavuşoğlu Büyükelçilik ziyaretinin
ardından Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias ve ardından (Aslen
İstanbul doğumlu bir Rum olan) Yunanistan Eğitim, Araştırma ve Din
İşleri Bakanı Konstantinos Gavroğlu ve ardından Başbakan Yardımcısı Yannis
Dragasakis ile görüştü. Gavroğlu ile görüşmesinden sonra Bakan Çavuşoğlu basın
mensuplarına şu şekilde konuştu:
“Benim Batı Trakya doğumlu olmam
ile Bakan Gavroğlu’nun da İstanbullu bir Rum olmasının karşılıklı sorunların
çözümü için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Eğer biz bu hususta inisiyatif
almazsak bize bu görevi verenlere ve içinden çıktığımız topluluklara haksızlık
olur. Biz artık meselelerimizi kapalı kapılar ardında birbirimizin ardından
konuşmuyoruz. İlk ağızdan oturup konuşabilecek seviyedeyiz.”
Hakan Çavuşoğlu Yunanistan’a yaptığı
ziyaretin ikinci gününde Gümülcine’ye gitti ve Batı Trakya İmam Hatip Lisesi
Mezunları ve Mensupları Derneği’nin (BİHLİMDER) onuruna verdiği sabah
kahvaltısına katıldı ve Başkan Mehmet Emin Ahmet ile diğer dernek yöneticileri
ile görüştü.
Gümülcine Seçilmiş Müftülüğü’ne de giden
Hakan Çavuşoğlu Seçilmiş Müftü İbrahim Şerif ile görüşmesinin ardından
Gümülcine Türk Gençler Birliği’ni (GTGB) de ziyaret ederek soydaşlara “İnsanların
ömründe unutamayacağı dönüm noktaları vardır. Ben de unutamayacağım bir gün
yaşamaktayım. Tamamen sizin bağrınızdan çıkmış, burada doğmuş, burada büyümüş,
geçmişteki hatıralarıyla buraları her daim iliklerine kadar işlemiş bir
arkadaşını ve kardeşiniz olarak bugün sizlerle burada böyle bir kucaklaşmayı
yaşamak benim için çok büyük onur ve gururdur.” şeklinde bir konuşma
yaptı.
Celal Bayar Azınlık Lisesi’ne yaptığı
ziyarette ise kendisini Rodop Milletvekilleri Ayhan Karayusuf ve Mustafa
Mustafa ile okul yöneticileri ve öğrenciler karşıladılar. Bakan Çavuşoğlu ve
beraberindeki heyet Gümülcine’den ayrılarak görüşmeler yapmak üzere İskeçe’ye
de gitti.
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu,
Yunanistan gezisinden önce TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Başbakan
Yardımcılığına bağlı kurumların bütçesi üzerinde milletvekillerinin sorularını
yanıtlarken, Batı Trakya’daki soydaşlarla ilgili olarak sorulan suallere
aşağıdaki cevapları verdi.
“İstanbul’daki Rum, Ermeni
ve Yahudi vatandaşlarımızdan da Yunanistan’a gittiklerinde ‘Batı Trakyalı
soydaşların hakkını verin’ demelerini bekliyoruz.”
Komisyonda kendisinin de Batı Trakya
Gümülcine’de doğduğunu ve bir azınlık ilkokulunda okuduğunu ifade eden Bakan “İçinde
doğup büyüdüğüm atmosferin içinde yaşamış olduğum bazı olaylar ve kişisel
tarihim neticesinde mutlaka empati yapmayı ön plana alıyorum.”şeklinde
konuştu. Azınlıkların, bırakıldıkları ülkelere bir emanet olarak tevdi
edildiklerini ifade eden Bakan Çavuşoğlu, “Ben böyle görüyorum.
İstanbul’daki gayrimüslim azınlıklarımız Türkiye’ye; Yunanistan, Batı
Trakya’daki Müslüman Türk azınlığı da Yunanistan’a emanet edilmiştir.”
İstanbul’da 64, Çanakkale’de 6, Hatay’da
7 Rum vakfı ile İstanbul’da 48, Hatay’da 3, Diyarbakır’da, Mardin’de,
Kayseri’de birer Ermeni vakfı bulunduğuna işaret eden Bakan Çavuşoğlu;
İstanbul’da 12, Hatay’da 2, Çanakkale’de, Bursa’da, Ankara’da, Kırklareli’nde,
İzmir’de de birer Musevi vakfı ile İstanbul’da 1, Şırnak’ta 1, Diyarbakır’da 1,
Mardin’de 6 ve Elazığ’da 1 Süryanı vakfı da bulunduğuna dikkat çekmiştir ve
Türkiye’de Keldani, Bulgar ve Gürcü vakıflarının da olduğunu söylemiştir. Son
15 yılda vakıflarla ilgili yapılan yasal düzenlemeleri de anlatan Bakan, AK
Parti iktidarları olarak vatandaşların demokratik haklar bağlamında her türlü
hakka sahip olmasını arzu ettiklerini de vurgulayan Çavuşoğlu, Ermeni kültür
mirasının korunmasına yönelik projeleri anımsatarak; bu çerçevede 3 Ermeni
uzmanın 2015’te Türkiye’ye geldiğini, söz konusu çalışmalara katılarak
incelemelerde bulunduğunu vurgulamıştır.
Komisyonda HDP İstanbul Milletvekili
Garo Paylan’ın, sorularına da yanıt veren Bakan, Kültür ve Turizm Bakanlığınca
restorasyon çalışmaları yapılan Ermeni kilise ve eserlerine de değinerek şöyle
konuşmuştur. “Erivan’daki Serdar Sarayı’ndan haberiniz var mı? Nerede bu
saray? Yerinde var mı? Kalıntısı var mı? Yeller esiyor. O zaman sayın Paylan
sizden bir ricam var. Kim yapmış biliyor musunuz? Revan Hanı Hüseyin Ali Han
yapmış. Lütfen şimdi basın açıklaması yapın ve bunların gün yüzüne çıkarılması
için Ermenistan’ın gerekli işleri yapmasını isteyin. Eğer yapamıyorsa TİKA ile
iş birliği sağlasınlar, biz yapacağız. Şah İsmail Mescidi… Haberiniz var mı
Ermenistan’da bulunduğundan ve ne durumda olduğundan? Yok, şu anda yok. Şah
Abbas Mescidi şu anda yok. Ülkemize haksızlık yapmak gerçekten de olmuyor.”
Çavuşoğlu ayrıca Ruhban okuluyla ilgili
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları bulunduğunu da belirterek, “Ben
öbür gün Batı Trakya’da olacağım. Bunları yaptığımız için Batı Trakya’daki
soydaşlarım benim yakama sarılıp, ‘niçin bizim hakkımızı istemiyorsunuz’ diye
bağırdıklarında ne söylememi istiyorsunuz?” diye sordu.
Garo Paylan ise “Hep
mütekabiliyet” diyorsunuz. Onlar bizim vatandaşlarımız. Biz yapalım onlar
utansın deyin” şeklinde konuşmuştur.
Bakan Çavuşoğlu ise “İstanbul’daki
Rumlardan da Ermenilerden de Yahudilerden de Yunanistan’a gittiklerinde ‘Batı
Trakyalı soydaşların hakkını verin’ demelerini bekliyoruz.”
Söylemini yineleyerek “Ruhban okulu açın diyorlar! Yunanistan’da
çıkarılan kanun var ama müftülüklerin seçimi yok. Atina’daki bizim Fethiye
Camisi’ni restore ettiler ama müze olarak kullandırılıyor. Bunlar yaşanırken
biz bunları yaparken birilerinin de bunları görmesi gerek. Biraz evvel
bahsettiğim Ermenistan’daki Osmanlı yadigârı eserlerin restorasyonu için
çağrıda bulunun! Ruhban Okulu’nun açılmasının şartlarını Sayın Cumhurbaşkanımız
2012 yılı 8 Şubat’taki grup toplantımızda açıkladı. 3 şart söylemişti. Onları size
hatırlatıyorum” dedi.
Bakan Çavuşoğlu’nun TBMM Komisyonunda
söylediği açıklamalar Batı Trakya’daki Türk basınına yansıdı. Batı Trakya’da
yaptığı konuşmalar sırasında da aynı söylemleri yineledi. Bu konuşmalarda Batı
Trakya’daki Türklerden “Türk Azınlığı” olarak bahsetmesine ise
Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos sert bir dille karşılık verdi.
Pavlopulos yaptığı nezaketsiz açıklamada
“Batı Trakya’da sadece dinî azınlık vardır” dedi ve konuyu
Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine dahi bağladı ve şöyle devam etti:
“Onlar dinen Müslüman olan Yunan
vatandaşlarımızdır ve kendilerine tam dinî özgürlüğü temin etmekteyiz”
ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı “Dün ve önceki gün maalesef duyduğumuz sözde
azınlık açıklamaları gibi açıklamalar Lozan Antlaşması’nı doğrudan ihlal
etmektedir ve akıl almaz, kabul edilemez ve tabiî ki kabul görmeyen
açıklamalardır” ifadelerini kullandı.
Güneydoğu Akdeniz’de gerçekleştirilen
Yunanistan-Mısır ortak askeri tatbikatına Türkiye tarafından yapılan tepkilere
de bu basın açıklamasında yanıt veren Cumhurbaşkanı Pavlopulos “Bu bir
yakın tehdit durumudur ve ihtiyatî savunma hakkımızdır. Bu söylemlerin bir
yakın tehdit olduğu ise kendiliğinden kanıtlanmaktadır ve biz bunu çok iyi
biliyoruz. Bunu; daha Kıbrıs’a yapılan işgal döneminden ve sürekli ihlallerde
gördüğümüz tutumlarından biliyoruz” ifadelerini kullandı.
(Yunanistan’daki Türk Azınlığını kabul
etmeyerek Müslüman Yunanistan vatandaşları şeklinde yaklaşan Yunan Devleti Türk
söylemini ya da sıfatını bastırmak için Pomak faktörünü nasıl kullandığı
hakkında kısa süre içinde bir yazımız çıkacaktır.)
-----------------------------------------
İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu’nun 2 Kasım Tarihli Basın Bülteninin özeti:
İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu - 2 Kasım 2017
İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu ile Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ile Türk Büyükelçiliği’nde yapılan toplantı İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu adına Nikolaos Uzunoğlu, Genel Sekreter N. Anagnostopoulos ve Rumvader (Türkiye’deki Rum Vakıfları Derneği) adına George Theodoridis ile Atina’daki İmroz dernekleri yetkilileri katıldılar.
İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu
adına şu iki konu ayrıntılı olarak ele alındı: 1- Bakan Hakan Çavuşoğlu'nun
sorumluluğu 2-Türk Hükümetinin İstanbul’dan göç etmiş Rumların yeni
nesillerinin geri dönmesi ile ilgili yükümlülüğü ve bu geri dönüşün aktif
olarak desteklenmesi.
Ayrıca aşağıdaki konular da ele
alınmıştır. Rum Cemaat vakıflarının seçimlerine izin verilmemesinde oluşan
yasadışılık. Bu yasadışılık Rumlardan çok devlete zarar vermektir.
Türkiye; Balıklı Vakfı’na özel olarak
tolerans göstermelidir. Burada 1991 yılından bu yana seçim yapılamamıştır.
Galata’daki üç kilisenin yasadışı olarak
işgalinin 50 yıl boyunca devam etmesi. (Türk Ortodoks Patrikhanesi’nin
mülklerinden bahsediliyor)
Mazbut vakıfların geri verilmesi konusu.
Vakıflar seçimlerinde Türkiye dışında yaşayan Rumların da katılabilmesi.
---------------