ABD’de 1998 tarihli “Uluslararası Din Özgürlüğü Yasası”
(IRFA), adı altında bir yasa ile kurulmuş olan “ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu” (USCIRF) bulunmaktadır. (US Commission on International Religious
Freedom)
ABD Kongresi tarafından kurulmuş ve ABD maliyesi tarafından
finanse edilen bir komisyonun ne kadar “bağımsız” olduğu şüphesiz
tartışılır. Bu komisyonun her sene yayınladığı raporlarda, bazı
ülkelerdeki din özgürlüğü ihlalleri gözler önüne serilse de raporda yer alan
bazı ülkeler, ABD çıkarları açısından özellikle yerden yere vurulmaktadır.
USCIRF sanki
ABD’de her şey güllük gülistanlıktır, din ya da ırk ayırımı yoktur gibi diğer
ülkelerin işine burnunu sokar. Komisyon uluslararası din özgürlüğü adı altında,
aslında yabancı ülkelerdeki din özgürlüğü koşullarını izleyen ve bunlara
ilişkin yıllık raporlar üreten bir devlet kurumudur. Her sene bir önceki
senenin raporunu senenin ilk çeyreğinde açıklar. USCIRF raporları hep yanlıdır ve ABD dış politika önceliğini gözetir.
Raporun içerikleri çoğunlukla yanlıdır ya da algı üretmeye yöneliktir. Tabi bir
de ABD ile ilişkilerinde sorunlar olan ülkeler de bu yanlı yorumlara ve algı
üretmeye yönelik sonuçlardan nasiplerini alırlar. USCIRF’nin başında uzun zamandır ABD’nin Uluslararası
Dini Özgürlükler Büyükelçisi Sam
Brownback bulunuyor.
USCIRF’nin 2018 raporunda; 28 ülkede
2017 yılı içindeki din özgürlüğü ihlallerini kendilerince belgelemişlerdi. Ve
bu ülkeler arasında Türkiye de vardı.
21 Haziran 2019’da ise ABD’nin her sene yayınladığı gibi bir
önceki senenin “Dini Özgürlükler Raporu”
açıklanmıştı. Trump döneminde ABD Dışişleri Bakanı Mike
Pompeo bu
yıllık raporun okunma seramonisinde hep bulundu. Bir kısmını o okudu. Ve
özellikle Türkiye ile ilgili satırları bizzat Mike
Pompeo okudu.
Pompeo’nun eşi Yunanlıdır, ABD’deki önemli ve etkin Helenseverler arasındadır.
USCIRF’nin yıllık raporlarında ağırlıklı
olarak Rum Patrikhanesi’ne tüzel kişilik verilmesi, Ekümenizmin kabul edilmesi,
Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması gibi standart başlıklar yer alır. Türkiye’deki
diğer azınlıklara ise çok az yer verilir.
USCIRF ile dirsek temasında olan bir
başka ABD Kurumu ise; iki zıt partiden olan Demokratik Partili Carolyn Bosher Maloney ile
Cumhuriyetçi Partili Gus Michael Bilirakis’in (Yunan asıllıdır) kurucu üyeler arasında yer aldığı bir
sivil toplum kuruluşu olan “Helenik Suçlarla Mücadele Kongresi”dir.
7 Şubat 2018’de bu Helensever senatörler Carolyn
Bosher Maloney ve Gus Michael Bilirakis; H.Res.732
sayılı Türkiye karşıtı bir önergeyi senatoya verdiler. Önerge başlığı, “Türkiye'yi
Ekümenik Patrikhanenin haklarına ve din özgürlüklerine saygı göstermeye
çağırıyoruz” şeklindeydi.
Geçtiğimiz
günlerde bu iki senatörün başını çektiği ve “Sözde Ermeni Soykırımı
Tasarısı”ndan da önemli olabilecek
Türkiye karşıtı bir hareketlenme başladı. Makalemizde bu hareketlenmenin
kronolojik olarak faaliyetlerini irdeleyeceğiz.
Son
günlere gelmeden önce 16 Temmuz 2020’de bu iki senatör H.RES 1050 sayı ile Rum
Patriği ve Patrikhanesi’ne özgürlük adı altında bir yasa tasarısı vermişler!
“Türkiye'yi Ekümenik
Patrikhane'nin haklarına ve dini özgürlüklerine saygı göstermeye çağırmak” başlıklı bu tasarı tam bir tezat ve yanlış bilgilendirmelerle algı
yaratmaya yönelik! (Aşağıdaki linkte
tasarının tam metnini bulabilirsiniz)
https://drive.google.com/file/d/11gUOz8Io9s4JeLs8JhKIdiREg4watHK7/view?usp=sharing
Türkiye’de
Rum Patriği gayet saygı görür. Birkaç gün önce Cumhurbaşkanlığı tarafından
azınlık temsilcilerine verilen iftarda onur konukları arasındaydı. Batı
Trakya’daki seçilmiş Türk Müftülere yapılan zulüm ve cemaate yapılan baskıyı
göz önüne alırsak ortada mütekabiliyet esaslarına hiç uymayan enteresan bir
durum var.
Bu iki
zıt partiden ama Türkiye aleyhine tam işbirliği içindeki ABD’ senatörü bu
tasarıyı 2020 ortasında vermişler ama çıkması için hiç kaşımamışlar. Bunu şöyle
algılıyoruz: Trump döneminde böyle bir tasarının çıkması ihtimal dâhilinde
değildi. Kanımızca Türkiye aleyhtarlığını bir köşeye bıraksak da Patrikhane ve
ABD’deki Yunan diasporası ile çok yakın işbirliği içinde bulunan yeni başkan
Biden’in zamanında bu tasarıyı kabul ettirmek daha kolay!
7 Mayıs’ta Carolyn B. Maloney’in resmi web
sayfasında şu haber yayınlandı:
Eşbaşkanlar
Maloney ve Bilirakis, Ekümenik Patrikhane, Rum Ortodoks Hıristiyanlar ve Dini
Azınlıkların Dini Özgürlüklerini İhlal Etmekten Türkiye'yi Sorumlu Tutacak
Mevzuatı Tanıttı
WASHINGTON, DC - Kongre
Üyesi Carolyn B. Maloney Congressional
Caucus on Hellenic Issues'in eş-kurucusu ve eş başkanı ve Congressional Caucus on Hellenic'in eş
başkanı Gus M. Bilirakis; bugün Türkiye'yi ve “2021 Ekümenik Patriklik Din Özgürlüğü Yasası”nı gündeme getirdiler.
Mevzuat; Türkiye'yi
Ekümenik Patriklik, Rum Ortodoks Hıristiyanlar ve diğer dini azınlıkların dini
özgürlüklerini ihlal etmekten sorumlu tutacak.
Kongre Üyesi Maloney,
"ABD, Türkiye'yi Ekümenik Patriklik, Rum Ortodoks Hıristiyanlar ve diğer
dini azınlıkların dini özgürlüklerini ihlal etmekten sorumlu tutarak,
yurtdışında din özgürlüğünü savunma taahhüdümüzü desteklemelidir.
2021 Türkiye ve Ekümenik
Patriklik Din Özgürlüğü Yasası, Ekümenik Patrikhane'nin dini özgürlüklerini
ihlal etmemesi için Türkiye'ye anlamlı bir baskı uygulayacaktır. ABD'den somut
yansımalar olmadan, Cumhurbaşkanı Erdoğan cezasız bir şekilde faaliyetlerine
devam edecek ve Türkiye, Rum Ortodoks Hıristiyanlar, Ekümenik Patrikhane ve
diğer dini azınlıklara yönelik dini ayrımcılık kampanyasını sürdürecektir.
USCIRF kurucu ortağı ve eş başkanı olarak, uzun süredir Türk hükümetine
Ekümenik Patrikliğin haklarına saygı duymaya ve Heybeliada Ruhban Okulu'nu
yeniden açmaya çağrıda bulundum ve nihayet bunu gerçekleştirmek için atmamız
gereken önlem budur.”
Kongre Üyesi Bilirakis ise
"Birleşik Devletler sözde müttefiklerimizden paylaşılan demokratik
değerler beklentisini uygulamakta tutarlı kalmalıdır, buna din özgürlüğüne
tutarlı bir saygı gösterilmesi de dâhildir. Meslektaşlarıma katılmaya ve bu
adaletsizliğin giderildiği güne kadar sesleri kesilenler adına konuşmaya devam
edeceğim” dedi.
“2021
Ekümenik Patriklik Din Özgürlüğü Yasası”nın senatörlerce
sunulmasının ardından 8 Mayıs’ta Greek
Reporter’de Tasos Kokkinidis’in
haberi olarak şu başlıkla çıktı:
ABD
Kongresi, Türkiye'yi Ekümenik Patriklikten Sorumlu Tutacak Yasayı Düzenledi
Gerçi bu halen bir tasarı
ama haberde “yasa düzenlendi”
şeklinde mutlak bir ifade bulunuyor. Haberde ayrıca Senatör Maloney’in
Türkiye'yi Heybeliada Ruhban Okulu'nu yeniden açmaya da çağırdığı şeklinde de
de bir ifade bulunuyor.
9 Mayıs’ta yukarıda
bilgisi bulunan haber; Yunan ANA-MPA haber ajansından da servis edildi. Bu kez
daha farklı bir başlık kullanıldı.
“ABD tasarısı, Ekümenik Patrikliğin dini özgürlüklerini koruyor”
Yunan ANA-MPA haber
ajansındaki açıklamada ayrıca aşağıdaki cümleler de yer aldı:
“Helenik
Suçlarla Mücadele Kongresi Eş başkanları: Ekümenik Patrikhaneyi
Türk ihlallerine karşı korumak için yeni bir yasama girişiminde bulundu.
Bu iki partili yasa
tasarısı Demokratik Kongre Üyesi Carolyn B. Maloney ve Cumhuriyetçi Kongre
Üyesi Gus M. Bilirakis tarafından imzalandı. Tasarının amacı, Türkiye'yi
Ekümenik Patrikhane, Rum Ortodoks Hıristiyanlar ve diğer dini azınlıkların dini
özgürlüklerini ihlal etmekten sorumlu tutmaktır.
Tasarı hakkında yorum
yapan Carolyn Maloney, 2021’de Türkiye ve Ekümenik Patriklik için Din Özgürlüğü
Yasası'nın Türkiye'ye Ekümenik Patrikliğin dini özgürlüklerini ihlal etmemesi
için anlamlı bir baskı uygulayacağını belirtti.,
ABD'den somut yansımalar
olmazsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan cezasız bir şekilde faaliyetlerine devam edecek
ve Türkiye Rum Ortodoks Hıristiyanlar ile Ekümenik Patrikhane ve diğer dini
azınlıklara yönelik dini ayrımcılık kampanyasını sürdürecektir.
Gus
Bilirakis; Kongre'nin, Türkiye'yi Özel İzleme Listesine koymanın,
Türkiye'deki din özgürlüğü ihlallerinin ön plana çıkarılmasında ve Ekümenik
Patrikhane'ye karşı güçlü ve etkili bir araç olacağının ve USCIRF'in tavsiyesi
uyarınca ABD Başkanı’nın Türkiye'yi de “Özel
İzleme Listesi”ne dâhil etmesi gerektiği duygusunu dile getiriyor.
Başkan (Biden kast ediliyor) USCIRF Yıllık
Raporunun Türkiye'yi Özel İzleme Listesine dâhil etme tavsiyesini görmezden
gelirse Kongre'ye USCIRF'in tavsiyesini göz ardı etme kararına ilişkin
ayrıntılı bir gerekçeyi içeren bir rapor sunmasını isteyeceğiz.
Yunan
Amerikan Topluluğu bu girişimden memnun kaldı
Amerikan Helen Enstitüsü
(AHI) başkanı Nick Larigakis, “Türkiye'nin
Ekümenik Patrikhanesi'ne yönelik sistematik zulmüne ilişkin önceki mevzuatı
geliştirmek ve güçlendirmek için Kongre Üyesi Maloney ile birlikte çalışmak ve
Türkiye'nin yaptıklarını tanıtmak AHI için bir onurdur. 2021’de Ekümenik
Patriklik Din Özgürlüğü Yasası çıkarılmalıdır”
AHEPA Başkanı George Horiates ise “Türkiye,
azınlık nüfusunun din özgürlüğünü ve insan haklarını cezasız bir şekilde baskı
altında tutuyor” dedi.
Yunan Amerikan Liderlik
Konseyi'nin İcra Direktörü Endy
Zemenides ise “Kongre Üyesi Maloney, Türkiye’nin Ekümenik Patrikliğe yönelik
baskısının hem Türkiye'de hem de Ortadoğu’da Hristiyanlığın varlığını tehdit
ettiğini uzun zamandır kabul ediyor.
Biden Yönetimi, Kongre
Üyesi Maloney'in bu konudaki ilkeli duruşunu takip etmelidir. Ekümenik
Patrikliğin din özgürlüğü konusunda da güçlü bir sicile sahip olan
Cumhurbaşkanı Biden; Papaz Brunson davasının emsali üzerine gerekeni inşa
etmeli ve Hıristiyan azınlıklara yönelik devam eden zulmünün sonuçlarının
olacağını Ankara'ya açıklamalıdır" dedi
Görüldüğü üzere önümüzdeki
günlerde ABD Kongresi’nde Türkiye aleyhine “Sözde Ermeni Soykırımı Tasarısı”ndan da önemli baskılara neden olabilecek bir şekilde “2021 Ekümenik Patriklik Din Özgürlüğü
Yasası” önümüze gelecek.
USCIRF’nin açıklanan 2020 yılı raporundaki
Türkiye aleyhtarı ifadeler Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından hemen kınandı
ve yok hükmünde sayıldı.
Ekathimerini
Gazetesi’nde 12 Mayıs
çıkan bir haberin başlığı; “Dışişleri
Bakanlığı (ABD’yi kast ediyor) raporu Türkiye'yi Ekümenik Patrikhane ve
Ayasofya açısından çarptı” şeklindeydi. Haberin devamında ise zırva
mertebesinde yorumlar var.
13
Mayıs tarihli ve çeşitli yerlerde yayınlanan Yunan Haber
Ajansı ANA-MPA tarafından çok uzun
bir haber paylaşıldı.
“Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye ve Ekümenik Patrikliği lehine
sert raporu”
Haberde; Heybeliada Ruhban
Okulu, Ayasofya ve Kariye Camileri, Patrikhane’nin Statüsü ve Türkiye’de
azınlıklara yapılan sözde baskılar uzun uzun anlatılmış.
15
Mayıs’ta ise çeşitli yerlerde yayınlanan bir haberde; “Ankara, ABD'nin Ekümenik Patriklik raporuna
sert tepki gösterdi” başlığı dikkat çekiyor.
Türkiye Dışişleri
Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan ve "tarafsızlıktan uzak" olarak
nitelendirilen "2020 Uluslararası
Din Özgürlüğü Raporu"nun Türkiye Bölümü ile ilgili bir açıklama yaptı.
Aynı açıklamada,
Türkiye'nin her zaman “çeşitli dinlerden bireylerin barış ve uyum
içinde bir arada yaşadıkları” bir sosyal dokuya sahip olduğuna değinildi
ve “Ülkemiz,
tüm vatandaşlarımızın din ve ibadet özgürlüğünü daha da ileriye taşımak için
sadece sözle değil, eylemlerle de gerekli adımları atmaktadır. Aslında 2 Mart
2021'de kamuoyuna açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı, din ve vicdan
özgürlüğünü korumanın yanı sıra gayrimüslim cemaatlerin temsilcilerinin ve
vakıflarının faaliyetlerini daha da güvence altına almaya yönelik hedefler ve
faaliyetler belirlemektedir“ şeklinde bir ifade kullanıldı.
“2021 Ekümenik Patriklik Din Özgürlüğü Yasası”nı “Kendileri
çaldılar, kendileri oynadılar ya da oynayacaklar” şeklinde
değerlendirebiliriz. Çünkü bu iki senatör durup durup Türkiye aleyhine ne
yapabiliriz peşinde koşmakta…
“2021 Ekümenik Patriklik Din Özgürlüğü Yasası” çıkar mı bu bilinemez
ama bir gerçek var ki Biden yönetiminde iki NATO üyesi olarak; ticari, siyasi
hatta askeri açıdan ortak paydalar bulunsa bile Rum Patrikhanesi, Ekümenizm ve
Heybeliada Ruhban Okulu üzerinden başımızı ağrıtacaklar.
Önceki birçok yazımızda
değindiğimiz gibi Patrikhane konusu sadece dini bir konu değil. ABD ve
Rusya’nın Ortodokslar üzerinden yaptıkları bir bilek güreşi…
--------------------
https://21yyte.org/tr/merkezler/islevsel-arastirma-merkezleri/teostrateji-arastirmalari-merkezi