2 Ekim’de
Yunanistan Ortodoks Kilisesi'nin Sen Sinodu; Rum Patrikhanesi’nden ayrı olarak
Ukrayna Kilisesi’ne özerklik verilmesi meselesini içeren bir toplantı yapmaya
başladı. Rus Patriği Kirill ise haber aldığı bu toplantı öncesinde Atina ve
Başpiskoposu Hieronymos'a Ukrayna Kilisesi sorunu konulu bir mektup yolladı.
Patrikhane
yanlısı yayınlar yapan Yunan “Romfea” Haber Ajansı Rus
Patrikhanesi Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Volokolamsk Metropoliti Hilarion ile
bu toplantı ve gönderilen mektupla ilgili bir röportaj yaptı.
Yapılan
röportajın içeriği Yunan/Rum kaynaklarının söylemleri çarptırma huylarına maruz
kalmamak için Rus Patrikhanesi’nin resmi yayın organı olan https://mospat.ru üzerinde
de aynı gün, eşzamanlı yayınlandı. Romfea’da bazı cümlelerin anlamları her
zaman olduğu gibi değiştirilerek yayınlandığı da zaten görüldü.
Rus
kaynaklarını baz alarak alıntılarsak röportajın bazı satırbaşları şöyledir:
Romfea: Yunanistan Ortodoks Kilisesi'nin Sen Sinodu
Konseyi bugün çalışmalarına başlıyor. Beklendiği gibi, Konsey'de Ukrayna'daki
dini durum ve Rus Kilisesi ile Konstantinopolis Patrikhanesi arasındaki kriz de
görüşülecektir. Ukrayna meselesinin Yunanistan Sen Sinod’unda görüşülmesine ne
diyeceksiniz?
Hilarion: Rus Patriği Kiril bilindiği gibi dün Yunanistan
Başpiskoposu Hieronymos'a bir mektup yolladı. Mektubun ana konusu Ukrayna’ydı.
İçinde Rus kilisesinin bu konudaki konumu var ve mektubun Yunanistan Kilisesi Konseyi'nde
tartışılacağını düşünüyorum. Ukrayna Kilisesi'nin, Moskova Patrikhanesi'nde
kendi kendini yöneten bir kilisenin hâlihazırdaki durumunu en iyi şekilde
değerlendirdiğini vurgularım. Bununla birlikte, Ukrayna’nın kanuni dinî
yöneticilerinin görüşü göz ardı edildi ve Rum Patrikhanesi, Ukrayna’nın
özerklik projesini uygulamak için Kiev’e iki temsilci atadı. Ukrayna hükümet
yetkililerinin temsilcileri bu konuda siyasi emelleri için çalışıyorlar
Romfea: Romanya Kilisesi ve 19. yüzyılda
Konstantinopolis'ten özerklik alan diğer kiliselerin özerkliklerinin ilan
edildiği bir dönemde de benzer eylemler yapılmadı mı?
Yunanistan,
Romanya, Sırbistan ve Bulgaristan örneğinde, mevcut kanonik yöneticilerin devre
dışı bırakılmaları yapılmamıştı. Ama bunu Ukrayna'da yapmayı planlıyorlar.
Ortodoks kiliselerinde kimin özerkliğe izin vermeye yetkili olduğuna dair
farklı yaklaşımların olduğunu biliyoruz.
Hilarion: Rum Patrikhanesi tarafından yapılan eylemler ve
Bartholomeos’un Ukrayna'da özerklik sürecinin devam edeceğini ima eden
temsilcilerinin ifadeleri, Rus Ortodoks Kilisesi'ni misilleme tedbirleri almaya
zorladı. Rus Kilisesi'nin kanonik (Kanon=Dinî kanun) topraklarının bütünlüğü
konusunda bariz bir tecavüz karşısındayız. 14 Eylül'de Sinodumuz Rum
Patrikhanesi'nin papazlarıyla yapılan tüm kutlamaları askıya almaya karar
verdi.
Rus
Patrikhanesi Kiev Metropolitliği’nin Moskova Patrikhanesi'ne ait dini mülkü
olduğunu tartışılmaz belirten tarihi gerçekleri sunan bir ifadeyi de kabul
etti. Yunanistan Ortodoks Kilisesi'nin birçok yetkilisini tanıyorum ve çoğunun
sözde Ukrayna özerkliği ile ilgili olarak neler olup bittiğine ilişkin
gerçekleri bildiklerine yürekten inanıyorum. Ukrayna Kilisesi’nin özerkliğine
ilişkin Rum Patrikhanesi tarafından atılacak tek taraflı eylemler tüm
Ortodoksluğun birliği için en trajik sonuçlara yol açabilir.
Fener Rum
Patrikhanesi, Ukrayna Kilisesi'ne otosefallik (özerklik) verilmesini
gerekçelendirmek için tarihi belgeler içeren iddiasıyla Eylül sonlarında bir
rapor yayınladı. Rapora tepki gösteren Rus Ortodoks Kilisesi ise raporda
Ukrayna Kilisesi tarihinin bilinçli olarak çarpıtıldığını vurguladı.
Raporu
değerlendiren Rus Ortodoks Kilisesi Dış İlişkiler Departmanı yetkilisi Nikolay
Balaşov, Fener Rum Patrikhanesi'nin Ukrayna Kilisesi'nin tarihi
hakkında sunduğu belgelerin güvenilmez olduğunun altını çizerek, gerçeği ortaya
çıkarmak için arşiv belgeleri esas alınarak ciddi bir bilimsel tartışma
yapılması gerektiğini kaydetti.
Ukrayna
Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko, Fener Rum
Patrikhanesi'nin, Moskova'nın izni olmadan tüm devletlere bağımsız kilise
oluşturma hakkı verme yönünde karar aldığını aktararak, "Bu
kararı göz önüne alacak olursak ilk sırada Ukrayna'nın ulusal kilise oluşturma
hakkı olabilir" demişti. ABD-Rus savaşı olarak
nitelediğimiz bu durum için çok net olarak “ABD’nin desteklediği Rum
Patrikhanesi’nin, Rus Patrikhanesi ile bir savaşıdır”
diyebiliriz. Ukrayna Devlet Başkanı Poroşenko da bu kavgayı yakında yapılacak
seçimlerde arkasına ABD desteğini alarak siyasi bir koz olarak kullanmak için
desteklemektedir.
Yazımızın
bu kısmından sonra çok önemli iki Rus bilim adamının (Bizce
devlet söylemi niteliğindeki) ifadelerine yer vereceğiz.
10
Eylül’de Moskova Devlet Dil Üniversitesi'nden din bilimci Profesör “Roman
Silantyev” Ukrayna Kilisesi'nin bağımsızlık talebini
destekleyen İstanbul Fener Rum Patrikhanesi'ne, Türkiye'de Moskova Patrikhanesi'ne
bağlı metropolitlikler kurarak simetrik yanıt verilebileceğini söyledi ve “Moskova
Patrikhanesi'nin de bu eyleme karşılık olarak Türkiye'de kiliseler,
metropolitlik kurulması Fener Rum Patrikhanesi'nin tutumuna simetrik yanıt
olacaktır. Rus Ortodoks Kilisesi, Fener Rum Patrikhanesi'nin başkanlık ettiği
yapılardan çıkıyor” dedi.
Bir diğer
Rus bilim adamı olan ilahiyat uzmanı “Arkadiy Maler” de eş
zamanlı olarak 15 Eylül’de Fener Rum Patrikhanesi ile iletişimin kopması
halinde Rus Ortodoks Kilisesi'nin Türkiye’de kendi kiliselerini açabileceğini
söyledi. “Eğer Kilisemiz Fener Rum Patrikhanesi ile ayinsel iletişimi
keserse -ki kesmiştir- Rum Patrikhanesi’nin meşru sahası eskisi kadar değerli
olmayacak ve biz, bu sahalarda, yani Türkiye, Kuzey Yunanistan'da, Ege’deki
adalarda ve istediğimiz yerde kendi ibadethanelerimizi açma hakkımızı saklı
tutacağız. Çünkü bu Kilise, bizim için tam anlamıyla Kilise olmaktan çıkmış
olacak”
Bu iki Rus
bilim adamının ortak söyleminin Rusya’nın şu andaki resmi politikasını yansıttığı
kanaatindeyiz. Şimdi Rusya’nın Türkiye’de kiliseler açma düşüncesine ani tepki
ile karşı çıkanlar olacaktır.
Türkiye’de
apartman dairelerinde merkezi belli olmayan, finansörü belli olmayan, içinde
birkaç eşya ve obje ile adına “Kilise” denen çok sayıda kilise
var! Bunlar misyonerlik yapıyorlar, boşlukta olan bireyleri aralarına alarak
Hıristiyanlaştırıyorlar.
Hıristiyanlıkla
ilgili bilinmesi gereken birkaç önemli husus vardır.
Batı
Kilisesi olarak tanımlanan Katolik Kilisesi ile daha yakın bir tarihsel geçmişi
olan Protestan kiliseler; “Ümmetçi” bir davranış
sergilerler. Dini öğretilerinde ve faaliyetlerinde ulusalcılık ve milliyetçilik
ön planda değildir. Özellikle Protestanlarda daha fazla görülen misyonerlik
faaliyetlerinin amacı; olabildiğince insanı kendi kiliseleri çatısı altında
sadece inanç yönünden toplamaktır ve bu da zaten misyonerliğin temel
felsefesini oluşturur.
Doğu
Kilisesi’ndeki yani Ortodokslukta ise durum farklıdır. Çünkü burada ümmetçilik
yoktur. Ulusalcılık ve milliyetçilik ön plandadır misyonerlik ve “Hıristiyanlaştırma”
faaliyetleri de yoktur. Ortodoks mezhebine bağlı kiliselerde ön planda olan
daima milliyetçiliktir. Ortodoks kiliseleri bir yandan otonomilerini, dini
özgürlüklerini sağlamaya çalışırken öte yandan Fener Rum Patrikhanesi’nin “Ekümeniklik”
iddiası ve “Tüm Ortodokslar Helen’dir” felsefesi ile kurmaya
çalıştığı baskı ile uğraşırlar. Bu reddedilmesine karşın din adına
milliyetçilik yani “filetizm”dir.
Şu an
ABD-Rus savaşı olarak görünen Rum Patrikhanesi ile Rus Patrikhanesi’nin
savaşında misyonerlik ve Hıristiyan yapılmak istenen bireyler yoktur! Günümüzde
sıkça telaffuz ettiğimiz “Evanjelistler” en baş misyoner
grubudur.
Şu
hususlar çok önemli:
Rusya
kendi patrikhanesini doğal olarak koruyor. Ülke Ortodoks, Patrikhanesi de
Ortodoks yani tepki doğal…
ABD Rum
Patrikhanesi’ni koruyor, fazlasıyla destekliyor Eylül ayının son haftasında “Minesota Eyaleti”nin de 46.eyalet olarak eklenmesi sonucunda ABD nüfusunun yüzde 95’ine tekâmül eden birkitle Rum Patrikhanesi’nin arkasında yer almakta…
Yahu siz
Amerikalılar, “Protestan” ağırlıklı bir
ülkesiniz, Evanjelistler siyasetinizde çok etkili. Katolikleriniz de var ama
ağırlığınız ve geçmiş birçok devlet başkanınız çoğunlukla Protestan!
Yahu siz
Amerikalılar, “Rahip Brunson” vasıtasıyla
Protestanlara arka çıktığınızı biliyoruz ama Türkiye’de bulunan Katoliklerle
ilgili tek bir destek sözünüzü duymadık. Bu belki de Vatikan’a sempatiniz
olmadığından kaynaklı olabilir!
Neden
Ortodoks olan Rum Patrikhanesi’nin bu kadar arkasındasınız?
Ukrayna
Kilisesi meselesi de siyasidir. ABD operasyonudur! Önümüzdeki zamanlarda başka
boyutlar alacağı da şimdiden anlaşılmaktadır.
Gelelim “Ruslar –bir
ihtimal- Türkiye’de kilise açsalar ne olur?” sorusuna!
Ülkemizde
1400 civarında Rum Cemaati mensubu ve 70 civarında kiliseleri ve onlarca
papazları var. İçimizdeki Grekofiller ise bu insanları mazlum, ezilen, baskı
altında bireyler olarak tanımlıyor ve Türkiye aleyhine içte ve dışta
faaliyetlerde bulunuyorlar! Oysaki Rum Cemaati mensupları özgürce ibadetlerini
yapıyorlar. Patrikleri özel günlerde, resepsiyonlarda Devlet protokolüne
çağırılıyor.
Denilecek
tek şey: “İnsaf Yahu”
Misyonerlik
ağırlıklı olarak “Protestan” kiliselerde
yapılmaktadır. Yukarıda belirttiğimiz gibi Ruslar Ortodoks’tur ve asla
misyonerlik amacıyla kilise açmazlar. Bu Ortodoksluğun doğasında yoktur.
Siz! Rum
Patrikhanesi için özgürlük çığlıklar atanlar. Ne dersiniz? Rumlara ve diğer
gayrimüslim cemaatlere sağladığımız imkânları ve gösterilen sevgiyi ülkemizdeki
Ruslara da sağlasak. İçimizde yerleşik durumda yaşayan on binlerce Rus
vatandaşının olduğu biliniyor, bunlar da ibadetlerini özgürce yapsalar?
İnanın ki arkasındaki sonsuz ABD desteğine rağmen Rum
Patrikhanesi’nin tüm forsu biter!
-------------------------