Türkiye’de en önemli gündem şüphesiz “Afrin Harekâtı”dır… Bu harekât ile ilgili en büyük hasmımız ise ne yazık ki savaştığımız düşman değil de “sözde” müttefikimiz, “sözde” bizim gibi bir “NATO” üyesi olan ABD!
Afrin ya da genel anlamda
Suriye’deki sıkıntılar, Ege ve Kıbrıs’ta da Bizans oyunlarını hızlandırmıştır. Ege’de
provokatör bir Yunanlı bakanın Kardak Kayalıklarına çelenk atma girişimi ile başlayan
sorunla anladık ki Helenler “sirtaki”
oynamaya yine pek hevesliler. Ve anladık ki bir süredir pusuda bekleyen “Helenizm” bu puslu havada bir şeyler
kapma planları yapıyor!
Ege’deki tahrikler
ile ilgili olarak Genel Kurmay Başkanımız güzel bir yanıt vererek, askeri
varlığımızın bir yandan Afrin’de savaşırken öte yandan Ege’de oluşabilecek bir
durumla da baş edebilecek güçte olduğunu belirtti.
Kıbrıs Rum Yönetimi’nin
Kıbrıs açıklarında yaptığı doğalgaz aramalarına Türkiye’nin doğal olarak verdiği
tepkiye ise AB’den cevap geldi! 12 Şubat 2018’de AB
Konseyi Başkanı “Donald Tusk”, Türkiye’yi
“Kıbrıs'ın
toprak egemenliğine saygılı olmaya” davet etti. Dışişleri Bakanlığımız hemen bir yanıt verdi ve Güney
Kıbrıs'ın “Kıbrıs Adası'nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türklerinin doğal kaynaklar üzerindeki
asli haklarını hiçe saydığını” belirti.
TÜRKİYE AÇISINDAN ENTERESAN
BİR DÖNEM BAŞLADI
Sorunlar
Afrin, Ege, Kıbrıs ile sınırlı değil. Rum Patrikhanesi ve Heybeliada Ruhban
Okulu meseleleri ile ilgili uzun bir süredir ses çıkmıyordu. Rum Patriği Bartholomeos
hayli bir zamandır suskundu. Patrikhane yanlısı ya da uzantısı durumunda olan
web sitelerinde de bu suskunluk var. Vardı demiyoruz çünkü an itibariyle var!
Patrikhane’nin en ufak aktivitesini çokça fotoğraf eşliğinde paylaşan yaklaşık
10 site var ki; dinî konular ve Patrikhane’ye gelen giden ziyaretçiler dışında suskunluk
içindeler. Şubat başından itibaren Ekümeniklik talepleri, Heybeliada Ruhban
Okulu’nun açılması gibi konular başta ABD ve AB’den gelen desteklerle yine
başladı.
7 Ocak 2018’de
Haliç’teki Bulgar Kilisesi Sveti Stefan ya da bilinen adı ile Demir Kilise’nin
uzun süren tamirinin ardından açılışı Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın da katılımıyla yapıldı. Bu açılış ile ilgili enteresan bir süreç
yaşandı. AB Dönem Başkanlığını alan Bulgaristan’ın Başbakanı Boyko Borisov’un
huzurunda, Bulgar Patriği’nin Rum Patriği’ne Ekümenik olarak hitap ettiği bir
ayin yapıldı. Eskiden olsa haftalar öncesinden Bartholomeos’un bu katılımı için
haber üstüne haber yapacak olan bahsi geçen siteler suskundu. Hatta Patrikhane’nin
Ekümeniklik iddialarını kabul etmediği için kurulan Bulgar Kilisesi’nde
oldu-bittiyle bu sıfatın kullanılmasına alet olan Bulgaristan’ın resmi haber
ajansı BTA dâhil Bulgar basını da nedense suskundu…
Patrikhane
yanlısı ya da uzantısı durumunda olan kanallarda yeni bir taktik uygulanmakta
olduğunu görüyoruz. Patrikhane ve Heybeliada Ruhban Okulu ile ilgili konuları
yazmıyorlar! “Neden?” diye düşündüğümüzde ise içinde bulunduğumuz kritik
dönemde şimşekleri üzerlerine çekmeden alttan alttan bildikleri yolda
ilerlemeye devam ettiklerini görüyoruz.
Ege’de
sorun yaratmaya başlayan Yunanistan, Patrikhane ile ilgili önemli bir aktördür
Ama esas aktör “sözde” müttefikimiz olan ABD’dir!
Rusya Diplomatik
Akademisi’nden “Doç. Dr. Vladimir
Avatkov” 15 Ocak’ta yaptığı bir röportajda ABD için müttefiklerinin hiçbir
öneme sahip olmadığını belirterek “ABD
için müttefik ülkeler bozuk para gibidir” demiştir.
ABD’de
Yunan Lobisi çok etkilidir. Temsilciler meclisi üyeleri, generaller,
akademisyenler ve Dolar zenginleri arasında çok sayıda Yunanlı bulunmaktadır.
Tabi ABD’li Archonları da unutmamak gerekir.
“Pew Research Center”in 8 Kasım
2017’deki verilerine göre Dünya’da 260 Milyon Ortodoks bulunmaktadır. Rusya’da
ise yaklaşık 145 Milyon olan nüfusun yarıdan fazlası Ortodoks’tur. Bu durumda
Dünya’daki en büyük Ortodoks nüfus Rusya’da… Ekümenik yani evrensel (Cihanşümül) patrikhaneyim diyen Rum
Patrikhanesi’nin Türkiye’deki varlığı birkaç bin. 10 Milyonluk Yunanistan’dan
Müslüman ve Slav faktörlerini çıkarırsak, dünya genelinde 15 Milyon kadar Greek
Ortodoks bulunuyor. Oysaki Patrikhane uzantılı sitelerde “Türkiye'de resmî olarak Fener Rum
Patrikhanesi, dünyada Constantinopolis Ekümenik Patrikhanesi olarak anılan
kurum, 250 milyon mümine sahip Ortodoks dünyasının ruhanî önderi konumunda olan
bir kurumdur” şeklinde gerçeği yansıtmayan ifadeler bulunmaktadır. Tabi bu
Rusya’nın kabul etmediği bir durumdur ve ABD’nin Rum Patrikhanesi’ne verdiği
desteğin ardında ABD’deki lobicilik ve önemli mevkilerdeki Yunanlılar kadar
Ortodoksların liderliğini Ruslara kaptırmamak da yatmaktadır.
ŞUBAT’TA PATRİKHANE VE
HELENİZM TRAFİĞİ!
6 Şubat 2018’de dini bir
etkinliği bahane ederek, ayinin ardından Heybeliada Ruhban Okulu’nda, okulun
yeniden açılması için Türkiye’de bulunan misyonlardan Büyükelçi ve Başkonsolos
düzeyinde kişilerin de katıldığı “Halki
İlahiyat Okulu'nun yeniden açılması için Ekümenik Patriğin yeni çağrısı” adı verilen bir toplantı düzenlenmiştir. Yazımızın başlarında belirttiğimiz, Patrikhane yanlısı ya da uzantısı durumunda olan web
sitelerinde bu konuda haber yapılmadı. Oysaki katılımcılar ve söylemler
önemliydi!
Bir
Facebook sayfasında bu toplantı için şu söylemler yer aldı: “1971
yılından bu yana kapalı olan, Ekümenik Patrik Bartholomeos tarafından Halki
Kutsal Ruhban Okulu'nun yeniden açılması için, bu konuda yaşanan adaletsizliği
gidermek için yetkili makamlara yeni bir çağrıdır. Teolojik eğitimin askıya
alınması utanç verici ve çok fazla adaletsizliktir.
HRO mezunlarının kamuoylarını
aydınlatma çalışmalarına devam etmelerini istiyoruz. Kilisemize, insanlığa ve
Ekümenik Patrikhanemize ve Halki Seminary'in bulunduğu bu ülkeye yalnızca iyi
niyetimiz var. Ankara Hükümeti, Okulumuzun yeniden açılmasının getireceği büyük
yararı fark etmiş olsaydı, bunu çok önce yapmış olurdu. Hatta hiç kapatmazdı.
Ne yazık ki, başka düşünceler var gibi görünüyor, aksi takdirde böyle bir
kütüphaneye sahip olan bu kültürün neden
"sessiz" ve "terk"
edilmiş olduğunu açıklayamıyoruz.
Katılanların bir kısmı
şunlardır:
Rum Patriği Bartholomoes, İsviçre
Metropoliti Jeremiah, Trannopoulos Metropoliti Germanos, Myriophytos ve Peristasis
Metropoliti Ireneios, Myra Metropoliti Chrysostomos, Yunanistan Büyükelçisi
Evangelos Sekeris, İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu Başkanı Nikolaos
Uzunoğlu, Aristotle Üniversite’sinden Prof. Despo Lialiou, Bulgar Vakfı Üyesi
(Archon) Dimitri Atanasof ve eşi, Bulgaristan Milletvekili Vaselin Mareshki
Bulgaristan Milletvekili “Vaselin Mareshki” bu ziyaretini;
Ekümenik Patrik ve Ekümenik Patrikhaneye olan sevgisini ve saygısını ifade
etmek için yaptığını söyledi. Ekümenik Patriklik ile Bulgaristan Kilisesi ve
ülkesinin dindar insanları arasındaki ilişkileri güçlendirmek için her zaman
iyi niyetler beslediğini belirtti.
Bir Facebook sayfası
dışında Yunan/Rum sitelerinde yer almayan bu haber 7 Şubat’ta Vatikan’la ilgili
yazılar ağırlıkta olan “La Stampa”
gazetesinde Yunan asıllı bir yazar olan “Nikos
Tzoitis” tarafından şöyle yorumlanmıştır.
Yazının Başlığı: “Halki Teoloji Okulunu Yeniden Açmak”
Alt Başlık: “Konstantinopolis Ekümenik Patriği: 1971'de
gerçekleşen kapanış, ruhban sınıfı ve teolog yetiştirme olanağını yoksun
bıraktı; bu bir günah ve adaletsizliktir”
Okulun
kapatılması, Konstantinopolis Patrikhanesini din adamlarını ve teologlarını
yetiştirme imkânından mahrum etmiştir.
Büyük
bir günah, büyük bir adaletsizlik
Bartholomeos;
canlı ve heyecanlı bir sesle gök gürültüsü gibi şöyle konuştu:
“Büyük teologların ve
yazarların eğitiminin bastırılması… Bu okulun büyük geleneğine göre, zorlu bir
dini görevi yerine getirmeye hazır rahiplere ihtiyaç duyan Rabbimizin
Kilisesinin bu durumu gerçekten büyük bir günahtır… (…) …Bununla birlikte, kilisenin tüm kutlamaları sırasında dünya barışı ve
herkesin birliği için dua etmesine rağmen, her yerde savaşlar ve kan
dökülmeleri gözlemlenmektedir.
Bu nedenle, buradan Türk yetkililere, kiliseye, insanlığa ve ülkemize iyi gelecek olan Halki İlahiyat Okulu'nu yeniden açma arzusunu yinelemek istiyorum. Ankara'nın onurlu hükümeti, eğer okulumuzun yeniden açılmasının önemi ve yararlılığından haberdar olsaydı, bunu zaten yapmış olurdu. Hatta bunu asla kapatmazdı.”
BİR YANDAN DA PONTUSÇULUK!
An itibariyle
Dünya’nın birçok yerinde sözde Pontus soykırımı toplantıları yapılmaktadır. Bu
bağlamda 9 Şubat 2018’de İstanbul’daki “Zoğrafyon
Rum Lisesi”nde sekizinci kez uluslararası koro festivali yapılmış ve bu
festivale ağırlıklı olarak Pontus adı taşıyan gruplar katılmıştır. Bu
organizasyon için de “Pontos News” haber
sitesinde 6 Şubat’ta çıkan bir haber ve Zoğrafyon Lisesi web sayfasında
“Zoğrafyon'un 8.
Uluslararası Koro Festivali Gerçekleşecek” şeklindeki 3 satırlık duyuru dışında bilinen Yunan/Rum
kaynaklarında öncesinde ve sonrasında haber çıkmadı.
Oreokastro Pontuslular ve Arkadaşları
Birliği,
AHEPA
Pontuslular Derneği (American Hellenic Educational Progressive Association),
Kuzey
Yunanistan Pontuslular Evi,
Lagada
Pontuslular Derneği katılımcılar arasında yer aldı.
Oreokastro Pontuslular ve Arkadaşları Birliği ile gelen bir
yönetici Türkiye karşıtı Pontus gruplarında çok aktif bir kişi olarak görünen “Herakles Tsakalidis”dir. Kısa bir süre
önce verdiği bir röportajın başlığı ise şöyledir: “Pontus Helenizminin Gerçekliğini
Talep Etmek İçin Mücadele Edilmeli”
ABD TEMSİLCİLER MECLİSİ ÜYELERİ
7 Şubat 2018’de ABD
Temsilciler Meclisi’nin iki ayrı partiden iki üyesi Kongre’ye bir önerge verdi!
“Carolyn Bosher Maloney” ABD
Demokrat Parti’den Temsilciler Meclisi üyesidir. “Gus Michael Bilirakis” ABD Cumhuriyetçi Parti’den Temsilciler
Meclisi üyesidir. Bu iki ayrı partinin temsilcisinin ortak noktası; “Helenik Suçlarla Mücadele Kongresi” adı
altında kurulmuş bir sivil toplum kuruluşunun kurucu üyeleri olmalarıdır.
H.Res.732 sayılı önergenin başlığı: “Türkiye'yi Ekümenik Patrikhanenin haklarına ve din özgürlüklerine saygı göstermeye çağırıyoruz”
Bahsi geçen önerge çok
sayıda ABD haber sitesinde yer aldı. 8 Şubat’ta “Helenic News of America” adlı sitede de haber olarak çıktı. Haberin orijinal başlığı şu şekildedir: “Hellenic Caucus Co-Chairs Maloney And
Bilirakis Introduce House Resolution Calling On Turkey To Respect Religious
Freedom Of Ecumenical Patriarchate”
Carolyn Bosher Maloney ile
Gus Michael Bilirakis Türkiye'yi Ekümenik Patrikhanenin hak ve din
özgürlüklerini ihlal etmeyi durdurma çağrısında bulunan 732 sayılı bir karar
tasarısı çıkarttılar. Türk Hükümetini, uluslararası hukukun yanı sıra
Türkiye'nin yıllardır üye olmaya çalıştığı Avrupa Birliği tarafından tanımlanan
dini özgürlüklere ve haklara da saygı göstermeye çağırdılar.
Carolyn Bosher Maloney;
"Din özgürlüğü sadece Amerikan demokratik toplumunun bir sorunu değil,
aynı zamanda küresel barış ve anlayış için de kritik bir durumdur. Herhangi
bir biçimde dini zulüm affedilemez. Helenic Caucus'un kurucularından ve eş
başkanlarından olarak uzun zamandır Türk hükümetini Ekümenik Patrikhanenin varlığına
saygı göstermeye ve Ruhban Okulu’nu yeniden açmaya çağırıyorum. Hıristiyanlara
ve dünyadaki diğer dini azınlıklara yönelik zulüm bir güvenlik krizidir ve ABD
hükümeti izleme ve müdahale konusunda ihtiyatlı davranmalıdır”
Gus Michael Bilirakis;
"ABD, dinsel özgürlüğe saygılı bir saygınlık gösterilmesi de dâhil olmak
üzere, sözde müttefikimiz; demokratik değer beklentilerini uygulamada tutarlı
olmalıdır. Meslektaşlarımıza katılmaya devam edeceğim ve bu adaletsizliğin
düzeltildiği güne kadar seslerimizi susturanlar için konuşacağım" dedi.
12 Şubat 2018’de ABD Savunma
Bakanlığı, Pentagon’un açıklamasına göre 2019 yılı bütçe tasarısında “DAEŞ karşıtı misyona ilişkin sınır güvenlik
ihtiyaçları” fasıl adıyla SDG ismi altında fakat gerçekte PYD'ye toplam 550
milyon dolar ayrıldı. Yukarıda bahsi geçen önerge ve tüm metin boyunca
verdiğimiz ardı ardına gelen Helenizmi bir araç olarak kullanan adımları, ABD’nin
PYD’ye verdiği destekten ayrı düşünmek mümkün değildir.
ARCHON VE HUKUKÇU THEODORE BOZONELİS
9 Şubat 2018’de ise ABD’li
Archonlardan olan Eski Hâkim ve tanınmış bir Hukukçu olan “Theodore Bozonelis” tarafından “Public
Orthodoxy” adlı web sitesinde
çok uzun bir makale yayınlandı. Başlığı “Türkiye’deki
Dini Azınlıklara Sistematik Zulüm” olan makalede Türkiye’nin azınlıklara
uyguladığı “sözde” dini baskı Patrikhane
ve Ekümeniklik de ele alınarak irdelenmekte. Paragraflarının çoğunda Türkiye
aleyhine yorumlar ve içişlerimize karışan tümceler bulunmaktadır.
https://publicorthodoxy.org/2018/02/09/religious-persecution-in-turkey/
Hayli uzun olan bu
makalenin özeti şöyledir:
“Ekümenik Patrik Bartholomeos’un tüm
Ortodoksların ruhani lideri olarak durumunun dünya çapında tanınmasına rağmen,
Türkiye hükümeti Ekümenik Patrikhane'ye, Ortodoks Hıristiyanlığın tarihsel
Kutsal Merkezi'ne yasal statü vermiyor. Ekümenik Patrikhane'nin Türkiye'de
mülkiyet ve diğer temel hakları da yoktur.
Ortodoks Hıristiyanlar ve
diğer gayrimüslim dini azınlıklar için yasal haklar yerine, Türkiye’de azınlık
(topluluk) sistemi kurmuşlardır. Vakıflar; Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından
kontrol edilmektedirler.
Türkiye Hükümeti, bazı Rum
Ortodoks ve diğer dinsel azınlık vakıflarını herhangi bir temyiz hakkı
olmaksızın kamulaştırdı. Avrupa Birliği'ne
üye olmak isteyen Türkiye, gayrimüslim dini azınlık vakıfları üzerindeki
mülkiyet kısıtlamalarını iyileştirmeye çalışır görünmekte.
Ekümenik Patrikhane ve
Türkiye'nin Alevi Müslüman azınlığı dâhil olmak üzere gayrimüslim dini
azınlıklar, gelir üretmek için yeterli vakıf özellikleri olmaksızın dini
özgürlüğü kullanmada güçlük çekmektedirler.
Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi Hıristiyan ve diğer Gayrimüslim dini azınlık mülkiyet haklarını
Türkiye'de takip etmek için alternatif bir çözüm olmuştur.
Türkiye Birleşmiş
Milletler, Avrupa Konseyi, NATO, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT)
üyesidir ve 2005 yılında Avrupa Birliği'ne katılmak için resmi müzakerelere
başlamıştır. Üstelik tüm bu örgütlere karşı dini azınlıkların haklarını korumak
için bağlayıcı yükümlülükler üstlenmiştir.
AGİT'e katılan bir devlet
olan Türkiye’nin ulusal azınlıkların haklarını garanti altına almak ve korumak
için Helsinki Anlaşmalarının VII. Maddesi uyarınca yükümlülükleri
bulunmaktadır. 1989 Viyana Örgütü toplantısının Nihai Belgesi; katılımcı
devletlerin dini cemaatlerin haklarını korumasını gerektirir.
1923 Lozan Antlaşması'nda
Türkiye, gayrimüslim dini azınlıklara din özgürlüğü verilmiştir. 40 ve 42.
maddeler gayrimüslim dini azınlıkların özerklik ve yasal statüsünü vermektedir.
Ekümenik Patrikhane ve
diğer gayrimüslim dini azınlıkların mülkiyet hakları Türk tarafında saygı
görmüyor.
1922’de Ekümenik
Patrikhaneye karşı çıkmak için sözde bir Türk Milli Ortodoks Kilisesi kurmak
üzere Türkiye hükümetince bir tasarı çıkarıldı. Hükümet desteğiyle bir Türk
Milli Ortodoks Kilisesi kurma çabası, hiçbir yetki, tanınma veya cemaati
olmaksızın "Türk Ortodoks Patrikhanesi" diye ilan edilen ve
"Papa Eftim" olarak bilinen bozguncu bir köy papazının yönetimine
kiliseler verildi. Papa Eftim’in Türk hükümetinin de desteğiyle ele geçirdiği
İstanbul'un Galata bölgesindeki kiliseleri ve mülkleri. Ekümenik Patrikhane’nin
Türkiye Cumhuriyeti hükümetine defalarca yaptığı çağrılara rağmen geri verilmiyor.
Temmuz 2016'da, Türkiye
hükümetine yönelik, Müslüman bir din adamı olan Fethullah Gülen'in ve
takipçilerinin suçlandığı bir ordu grubuyla bir darbe girişimi oldu.
Türkiye’de Ekümenik
Patriği Fethullah Gülen'e ve başarısız darbeyle bağlamak isteyen sahte ve
aşağılayıcı makaleler yazıldı. Niyet; Ekümenik Patrikhaneyi aşağılamak ve
Türkiye'deki antihıristiyan oluşumları yanıltmaktı. Türkiye'de mevcut hükümet
tarafından çözülmesi taahhüt edilse de yanlış bildirimler Ortodoks
Hıristiyanlar ve diğer dinsel azınlıklar için tehdit yaratmaktadır.
Türkiye Avrupa Birliği'ne
üye olmayı istiyorsa; Ekümenik Patrikhane ve diğer dini azınlıklar için dini
özgürlüklerini sağlamak için bağlayıcı yükümlülükleri vardır.
Türkiye'ye diğer
ülkelerden insan haklarına ve dini özgürlük yükümlülüklerine uyması için siyasi
baskı uygulamak ihtiyacı bulunmaktadır. Ekümenik Patrikhane ve diğer dini
azınlıkların yasal statüsü ve mülkiyet hakları sağlayacak bir adım çok anlamlı
olacaktır.”
(Bozonelis,
Ekümenik Patrikhane'nin Archonlarının Ulusal Sekreteri ve İcra Komitesi
üyesidir. Patrikhane ve vakıfların mülklerinin iadesi için hukuki konularda
Ekümenik Patrikhane’ye yardım etmektedir.
George
Washington Üniversitesi, Rutgers Üniversitesi ve J.D, Cum Laude'de eğitim aldı.
1990'da New Jersey Yüksek Mahkemesinin hâkimi olarak Devlet Senatosu tarafından
atandı. Ardından Kuzey New Jersey İlçeleri'nin (baş) hâkimi olarak atandı.
Yargıç Bozonelis, Devlet Yargı Konseyi başkanı ve üyesi olarak görev yaptı. Ve
daha çok uzun bir hukuk kariyeri olan Bozonelis; Türkiye'de Patrikhaneye hukuki
statü kazandırmak için çalışan ABD yasal hukuk komitesinin başkan yardımcısı ve
Patrikhane ve Azınlık Endişeleri Komisyonu Başkanıdır.)
GÖRÜNÜYOR Kİ; TÜRKİYE SADECE AFRİN VE OLASI
DİĞER BÖLGELERDE ABD İLE KARŞI KARŞIYA DEĞİLDİR
VE ANLAŞILIYOR Kİ ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE
PATRİKHANE, RUHBAN OKULU VE EKÜMENİZMLE İLGİLİ ABD DESTEKLİ GÜNDEMLERİMİZ,
SORUNLARIMIZ OLACAKTIR