“Bu sizin neslinize bağlıdır. Mesela benim nesil üzerine düşen görevi başarıyla yerine getirdi. 90’lı yıllarda vatanımızın parçası Artsah’ı (Karabağ) düşmanın elinden kurtardık. Her neslin bir görevi vardır. Sizin de ileride bizim gibi milli görevinizi yerine getirip getirmeyeceğiniz birlik ve beraberliğinize bağlıdır. Biz Ermeni Ulusu her zaman Anka Kuşu gibi küllerden dirilmeyi başarmışızdır. Ama şunu da söylemem gerek ki günümüz dünyasında ülkelerin itibarı ve onuru yüzölçümüyle değerlendirilmiyor…”
Bu söylemin okunuşu aslında şudur: “Karabağ'ı biz aldık Ağrı'yı size bıraktık!”… Bu söylem bir komşu/sınırdaş ülkenin cumhurbaşkanı düzeyinde söylendiğinde ise tek bir manası vardır: “Savaş İlânı”
Zira Ağrı ve civarı; Ermenistan için “Batı Ermenistan Toprakları”dır. Ve o soruyu soran öğrenci de “Batı topraklarımız” demiştir ki bunun danışıklı bir soru olması da kuvvetle olasıdır.
Bir Türk yetkili, komşu/sınırdaş bir ülke hakkında böyle bir söylemde bulunsaydı, şu anda başta AB ülkeleri ve ABD ayağa kalkar, tüm Dünya’da böyle bir söylem birinci haber olurdu. Bunu şöyle de örnekleyebiliriz: Mesela geçen asırda Osmanlı toprağı olan ve bizim için üzerinde Atatürk’ün evinin bulunması dolayısı ile fevkalade manevi önem taşıyan Selanik için böyle bir söylem Türkiye tarafından yapılsa Dünya inanınız ki ayağa kalkardı. Ama Ermenistan Cumhurbaşkanı böyle bir ifadede bulununca, hep bilinen sessizlik ve vurdumduymazlık ortalıkta şu an hâkimdir.
Ermenilerin büyük bölümü bizim için ”Köpek” anlamına gelen “Şun” kelimesini dillerine pelesenk etmişlerdir. Kısa bir süre önce bir Ermeni rock grubunun dile getirdiği “Türkler ve köpekler giremez” sözü öyle sıradan bir söz değildir. “Şun” Ermenilerin ağzında gerçekten pelesenktir ve bu Ermeni rock grubunun söyleminin analizi Türkiye’de eksik yapılmıştır.
25 ve 26 Şubat 1992’de yaşanan “Hocalı Katliamı”nın baş mimarlarından biri bu gün Ermenistan’ın Cumhurbaşkanı olan “Serj Sarkisyan”dır. (Tam adı: Serzh Azati Sargsyan - Սերժ Ազատի Սարգսյան)
Hocalı Katliamı’nı “Monte Melkolyan” (Մոնթէ Մելքոնեան) adlı bir Ermeni komutan yönetmişti. Melkonyan; aynı zamanda birçok diplomatımızın öldürülmesinde de rol almış ve “Orli Baskını” ile de ilgisi olan eski bir “ASALA” lideridir.
Bugün Ermeni Cumhurbaşkanı olan “Serj Sarkisyan” ise o tarihte Ermeni kuvvetlerinin komutanıydı ve Monte Melkonyan’ın kardeşi ünlü Ermeni yazar “Markar Melkonyan” da Sarkisyan’ın yanında katliamda yer almıştır.
Mackar Melkonyan; Amerika’da çıkardığı “Benim Kardeşimin Yolu” (My Brother’s Road) adlı kitabında kardeşinin yaptığı katliamı şöyle yazmıştır:
“Bir gece önce 23.00 saatlerinde, 2.000 Ermeni savaşçısı, Hocalı’nın üç tarafındaki yüksekliklerden ilerleyerek, kasaba sakinlerini doğuya doğru sıkıştırmışlar. 26 Şubat sabahına kadar Azeriler Dağlık Karabağ’ın yüksekliklerine ulaşmış ve alta olan Azeri kenti Ağdam’a doğru inmeye başlamışlar…
…Şu anda yalnız kuru çimenden esen rüzgârın sesi ıslık çalıyordu ve ceset kokusunu uçurması için bu rüzgâr henüz erkendi…
…Monte üzerinde kadınların ve çocukların kırılmış kuklalar gibi saçıldığı çimene eğilerek “Disiplin yok” diye fısıldadı. O bu günün önemini anlıyordu: bu gün Sumgayıt Olayları’nın dördüncü yıldönümüne yaklaşıyordu. Hocalı stratejik bir amaç olmasından başka aynı zamanda bir öç alma eylemiydi.”
Bu tüyler ürperten tarifin, bu insanlık suçunun, üzerinden yirmi yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen, hâlâ büyük bir insan kitlesi üzerindeki travma etkisini devam ettiren bu katliamın onaylayıcısı, yöneticilerinden biri olan Sarkisyan, bu gün Ermenistan’ın Cumhurbaşkanıdır.
Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan aslında “Hocalı Katliamı” esnasındaki komutanlık görevinin “ödülü” olarak bu gün cumhurbaşkanı koltuğundadır.
Öyle ticaret ile yaratılacak karşılıklı ekonomik şartlar ve hudut kapılarının açılması ile sağlanacak “diplomatik açılım” vasıtasıyla ya da birkaç futbol maçı oynandı diye bu düşmanlık ortadan kalkmaz. Bunlara verilecek hiçbir taviz de bizlere “Şun” demelerine engel olmaz, sözde soykırım iddialarından ise hiç vazgeçilmez. Bu hususlarda kendimizi aldatmayalım ve hadiseye hümanist açıdan yaklaşmayalım.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu konuda gereken cevabı vermiştir ama bununla yetinilmemeli ve bu köpekçe söylemi içinde barındıran “savaş ilânı” Sarkisyan’a misliyle yutturulmalı ama bu köpekçe söylem unutulmamalıdır. Görünüyor ki Ermenistan tarafında daha çok “uluma” duyulacaktır.