
Geçtiğimiz 1 Temmuz’da 5
sene süren restorasyon çalışmalarının ardından, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet
Nuri Ersoy'un katılımıyla Sümela Manastırı yeniden ziyarete
açıldı. Maçka ilçesindeki Karadağ'ın Altındere Vadisi'nde bulunan manastır
vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikte bulunan ormanlık alandaki kayalar
oyularak inşa edilmiştir. Manastır, kaya düşme riskine karşı Eylül 2015'te
ziyarete kapatılarak restorasyona alınmıştı.
2010’da Cumhuriyet
Tarihi’nde ilk olarak 15 Ağustos’ta Sümela’da ayin yapmak üzere Rum
Patrikhanesi’ne izin verildi ve bu 2015’e kadar rutin bir hal aldı. 2015’te
yukarıda belirttiğimiz kaya düşme riskine karşı manastır ziyaretçi trafiğine de
kapatılmıştı ve restorasyon çalışmaları 2016’da başlamıştı.
Helenler için bu
manastır büyük önem taşıyor. Bu önemin en az Ayasofya’ya gösterdikleri kadar
olduğuna vurgu yapmak gerekir. Helenler, Türkiye topraklarında bulunan bu
kültür ve tabiat varlığını “kendi malları” gibi görüyorlar
ve bu manastır üzerinden “Sözde Pontus Soykırımı” söylemi
ile Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışıyorlar. Sümela’da ayin yapmayı kendileri için
bir “hak” olarak sayan zihniyet; manastırın restorasyon
için kapanması ile birlikte en üst seviyeden hortladı.
Sümela’da 2009’dan
itibaren gelişen olayları irdelemeden evvel 2015’teki elzem kapanmaya o zamanın
Yunanistan Cumhurbaşkanı “Prokopis Pavlopulos” 15 Ağustos
2015’te Sümela’da ayin yapamadıkları için tamiratın bahane olduğunu iddia
ederek Türkiye’ye kin kusmuştu!
Prokopis
Pavlopulos yapılamayan Sümela ayinine karşı bir
alternatif olarak Yunanistan’daki “Vermio Dağı”nda bulunan “Panayia
Sümela Manastırı”nda yapılan bir ayine katıldı ve orada 15
Ağustos için geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu sene Sümela’nın tahsis
edilmemesini Türk Devleti’nin özellikle engellediğini ve bu durumun “keyfilik”
olduğunu savundu. Bir yandan Sümela ayini için ”Açıkçası
çok üzgünüm” ifadesini kullanırken öte yandan sözde Pontus
soykırımı için bunun Yunanlıların tarihsel belleğinde büyük bir acı olduğunu ve
en azından, faillerin tespitini ve Türkiye’den artık “Samimi
bir özür" beklendiğini, ifade etti…
Prokopis
Pavlopulos, Sümela’nın Yunanlılarca Kutsal Simge olduğunu
ve Pontus aktivisti “Leonidas Iasonidis”in (1884-1959)
geçmişte Pontus için yaptığı çalışmaları övgüyle anlattı. Her 15 Ağustos’ta
Pontus Rumlarının uğradığı bu acımasız soykırımdan dolayı ruhları için
Sümela’da dua edilmesi gerektiğini söyledi ve “Türkiye;
Yunanlıların/Rumların tarihsel hafızasını bükmesin” şeklinde de
tehditkâr bir ifade kullandı.
Prokopis
Pavlopulos’un bu tepkisini bir kanara bırakalım ve
2009’dan itibaren Sümela’da neler yaşandığına bir göz atalım.
2010’da ilk kez yapılan
ayin çok önemli. 2010’da ana avluya kısıtlı bir ziyaretçi sayısı alınması
şartıyla ayin için izin verilmesine karşın; Rum Cemaati mensupları ile
Yunanistan’dan gelen ziyaretçilerin yanı sıra Rusya’dan da çok sayıda ziyaretçi
geldi ve Sümela’da izdiham yarattılar.
Yunanistan’da sayıları
yüzlerle ifade edilen Pontus dernekleri bulunmaktadır ve bu dernek ya da sivil
toplum kuruluşlarının hepsi Türkiye karşıtıdırlar. Aynı şekilde Rusya’da da
ciddi boyutta bir Pontus organizasyonu ve kendilerine Pontuslu diyen, sayıları
azımsanmayacak Rum bulunmaktadır. “Rusya Yunan Cemaatleri Federasyonu Başkanı”
ve aynı zamanda o zamanda Rus Duma’sı milletvekili olan aşırı “Pontus’çu”
“İvan Savvidis” 15 Ağustos 2010’da Sümela’da yapılan
ayinin organizatörleri arasındaydı. Ancak bu zatın adını ilk olarak 2009’da
duymuştuk.
Bu zat; 5 Ağustos
2009’da Rusya’dan geldiği bir grup Rum ile birlikte Sümela’da provokatif bir
ayin düzenlemeye kalkıştı. Selanik Valisi “Panayotis Psomyadis’”in
de aralarında bulunduğu bu grupla birlikte gelen Rum din adamları aniden
mumları çıkartarak Sümela’da korsan ayin yapmaya başladılar. Trabzon Müzeler
Müdürü Nilgün Yılmazer ve görevliler tarafından
engellenmek istendiğinde ise bir arbede yaşandı. Bu arbedenin ardından gruptaki
Rumlar aniden “Yunan Milli Marşı”nı okumaya
başladılar.
İvan
Savvidis, Forbes’e göre yaklaşık 2 Milyar Dolar serveti olan Yunan/Rus
işadamıdır. 2003'te, Putin taraftarı bir parti olan “Birleşik Rusya Partisi”nden Devlet Duma milletvekili seçildi. Yunan PAOK Kulübü’nün sahibi
de olan İvan Savvidis Mart 2018’de hakeme kızarak belinde silah ile sahaya
inerek Yunanistan Futbol Ligi’nin 3 hafta tatil edilmesine neden olmuştu.
2009’da Sümela’da yaşanan korsan ayinin tertipleyicisi ve 2010’da başlayan ve
birkaç yıl devam eden 15 Ağustos Sümela ayinlerinin de finansörü ve
organizatörüdür.
İvan
Savvidis’in sahibi olduğu “Pontos News” adlı bir haber sitesi bu konuda
başı çeken medya unsurları arasındadır. Örneğin bu sitede geçmişte çıkan bir
haberde şu iddia yer aldı; “1919'da
Kemal Paşa'nın Samsun'a geçişini takiben Pontus'ta yüz binlerce Yunanlıyı
katlettiler. Erkekler, kadınlar ve çocuklar dâhil olmak üzere 350.000'i aşan
soykırım kurbanı vardır. Tecavüzler, işkenceler ve taburlarda zorunlu ağır
çalışmalar Pontuslu kardeşlerimizin ölümüne yol açtı. Ve bu bir soykırımdır.
Pontuslular Rum, Yunanlı ve Hıristiyan oldukları için öldürülmüşlerdir”
16 Ağustos 2009’da İHA’da şu haber yer aldı: İvan Savvidis
“Trabzon'da görkemli bir Ortodoks kilisesi inşa edeceğim. Bu
manastırlar bizim atalarımızdan kalan yerlerdir. Buralar Ortodoks dindar
insanların kiliseleridir, Türk Hükümeti'nin kiliseleri değildir. Bu olayın ne
kadar önemli bir olay olduğunu tüm Dünya’ya göstereceğim”
Açık kaynaklarda “Eski
Yunan Casus” olarak hakkında bilgi bulunabilen Savvas
Kalenderidis geçtiğimiz 15 Ağustos 2021’de Yunanistan’da
bulunan alternatif Panagia Sümela’daki ayinden sonra İvan
Savvidis hakkında şu konuşmayı yaptı:
“İvan Savvidis'in eylemleri olmasaydı Panagia Sümela tekrar
açılmayacaktı. Bunu bilgilerinize sunuyorum çünkü o dönemde olan her şeyi Türk
Basını aracılığıyla takip etmiştim”
15 Ağustos
2009’daki provokasyon ile ilgili olarak, biraz gecikmeli de olsa, 7 Ocak
2010’da Aydın Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu’nun TBMM’de
gündem dışı söz alarak yaptığı konuşma; içeriği nedeniyle önem arz
etmektedir. (7 Ocak 2010’da TBMM’de yapılan konuşmalar
alttaki linkte mevcuttur)
https://drive.google.com/file/d/1PygMTS9ILHuSqxXiGT4ZH_HK03-jN9m2/view?usp=sharing
15 Ağustos 2010’da
Sümela’da seneler sonra ilk olarak Rum Patriği Bartholomeos’un yönetiminde
Meryem Ana günü için bir ayin yapıldı.
Ayinin ardından Yunan
gazetelerinde çıkan bazı başlıklar şöyle:
15 Ağustos’tan sonraki
bazı Yunan gazetelerinin başlıkları şöyle:
Ethnos: “Sümela
Manastırı’nda Ekümenik Huşu”
Avriyani:
“Trabzonda duygusal anlar; Sümela Manastırı’nda tarihi
ayin”
Vradini: “Pontus’un
Meryem Anası, artık daha güzel günlerin garantisi”
Espresso: “88
yıl sonra huşu ve gözyaşı, Pontos’un Meryem Anası için ağladık”
Elefteros Tipos: “Meryem
Ana artık gözyaşı dökmüyor”
15 Ağustos 2010 ayini ile ilgili olarak 23 Ağustos 2010’da Türksam’da “Sümela'dan Sonra Aya Sofya'ya Yönelik Talepler Gelmeye Başlar mı?” bir makale yazmıştık. (Makaleye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz)
https://drive.google.com/file/d/1zOIxfJrooIhZWnCgeHY1LUtSaD4tdZOU/view?usp=sharing
2010’da Sümela’dan ayrı
olarak Ayasofya ile ilgili de tarihe düştüğümüz notta; günümüzde Ayasofya
üzerinden yapılan tepkileri ve hazımsızlıkları öngörmüşüz!
2010’daki ayinde yaşanan
en önemli husus; ziyaretçi kılığındaki Helen militanlarının üzerlerindeki
giysileri çıkarıp üzerinde Pontus haritası ve “Ben Pontusluyum”
yazılı tişörtlerini ortaya çıkarmalarıdır. 2010’dan 2015’e kadar yapılan
ayinlerde başka seviyesiz davranışlar olmadı.
Sümela’da sorun olmadı
ama Pontusçu Helenlerin Türkiye’yi suçlayıcı faaliyetleri bu dönemde ayyuka
çıktı.
2019’da devrin
Yunanistan Başbakanı Alexis Tsipras’tan bir hamle
geldi. Yunanistan Resmi Gazetesinde, "Pontuslu Rumların
Tarihsel Arşivi Hazırlama Komitesi"
adlı ortak bir komitenin kurulmasıyla ilgili olarak 31 Mayıs 1919 tarihinde
B/2009 sayı numaralı, Başbakan Alexis Tsipras tarafından imzalanmış bir
kararname yayınlandı. (ΦΕΚ, Τεύχος B’ 2009/31.05.2019)
Alexis Tsipras’a Pontus
dernekleri ile görüşmesinde kendisine kemence hediye edilirken. Yakasında “G”
soykırım anlamında “Genocide” rozeti bulunuyor ki
bu amblemi hâlâ kullanıyorlar.
Pontus dernek ve
kulüplerinin faaliyetleri; Megali İdea, Patrikhane, Ruhban Okulu konuları ile
iç içe olsalar da ayrı değerlendirmek gerekiyor! Çoğunluğu Yunanistan’da
bulunan, Avrupa ve ABD ile Kanada ve Rusya’da sayıları yüzlerle ifade
edilebilecek, aşağıdaki linkte bir kısmının listesi bulunan dernek ve benzeri
Pontusçu oluşum var.
https://drive.google.com/open?id=1hec4fjC5iWF2gtzF4S8T4QeFD6HKv32a
13 Mart 2020’den
itibaren göreve gelen Yunanistan’ın yeni Cumhurbaşkanı Katerina
Sakellaropoulou da sözde Pontus Rumları Soykırımı Anma
Günü münasebetiyle, bir önceki Türk düşmanı Cumhurbaşkanı Prokopis
Pavlopulos’u aratmayacak Türk aleyhtarı söylemleriyle dolu,
aşağıdaki mesajı yayınladı:
“Geçmişin
iğrenç eylemleri ve samimi pişmanlıktan sorumlu olmak, barışçıl bir arada
yaşama ve halkların refahının geleceğini bekleyen liderlerin cesaret ve
sorumluluğunun örnekleridir. 19 Mayıs günü; Pontus Yunanlılarının Soykırımı
Anma Günü olarak kabul edilmiştir. Bugün ise bir asır önce kaybettiğimiz Pontus
Rumlarının yüz binlerce kurbanını onurlandırıyoruz.
Soykırımdan
kurtulmuş Pontus Yunanlılarının, Yunan Devleti’nin son derece zor koşullar
altında toparlanmasına, ekonomik genişlemesine ve Yunanistan'daki eğitim ve
kültürün gelişmesine muazzam katkılarını ve aktif katılımlarını da dikkate
almalıyız.
Uluslararası
toplumun gelecekte insanlığa karşı benzer suçları önlemek adına sadece
kurbanların anısını korumak için değil, aynı zamanda masum sivillerin
sistematik imhası gibi, bu iğrenç barbarlığın eylemlerini hafifletmek ve
kınamak gibi bir görevi de vardır”
(Yukarıdaki
hususla ilgili ayrıntılı bilgiyi aşağıdaki linkte bulabilirsiniz)
http://soyledik.com/tr/makale/8080/pontusculuk-hiz-kesmedi--bojidar-cipof.html
Bu arada tarihte bir ilk
olarak bir Türk vatandaşı olan Elpidophoros Lambriniadis 22
Haziran 2019’da ABD Başpiskoposu oldu. Türkiye’den ABD’ye gitti. Önceki ABD
Başpiskoposlarının sözde “Pontus Soykırımı” ile ilgili
söylemleri, beyanları pek olmamıştı. TC vatandaşı olan yeni ABD Başpiskoposu Elpidophoros
Lambriniadis ise 17 Mayıs 2020’de koronavirüs nedeniyle
cemaate kapalı yapılan bir Pazar ayininden sonra medyaya bir beyanatta bulundu.
Yapılan Pazar ayinini sözde Pontus Soykırımı’na ve AHEPA’ya (American
Hellenic Educational Progressive Association) ithaf ettiğini
beyan etti ve şöyle konuştu: “Geçmişi ve geleceği olan bir toplumuz”
şeklinde sözlerine başlayan Lambriniadis “Bu gözlemlerin ikisi de geçmişe sahip bir
topluluk ve geleceğe sahip bir topluluk olduğumuzu akla getiriyor. Geçmişi
unutulmamalıyız, Pontus’u hiç unutmamalıyız. Bu bağlamda geleceği nasıl ele
alacağımız şimdi her zamankinden daha önemlidir. Ulusumuzdaki
topluluklar, farklı programlarda ve farklı düzenlemelerle yeniden açılmaya
başlıyor. Hıristiyanlığa olan sevgimizle kiliselerimizi halkın ibadetine tekrar
açılmaya başlarken sizleri bilgelik ve sabır uygulamaya davet ediyoruz”
dedi.
Geçtiğimiz sene
manastırın restorasyonu bitmemiş iken çok kısıtlı bir kadro ile ayin
yapılmasına izin verildi. Bu izin Helenleri pek sevindirmedi ve çok az
katılımlı, 70 kişiye verilen izinle yapılan ayini Rum Patriği yönetmedi. Avrupa
Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian
Berger’in de katıldığı bu ayini Patrikhane’den görevlendirilen
papazlar yaptı. Manastıra asılan Türk Bayrağı Yunanistan’da sorun oldu.
Gelelim 2021’e.
Geçtiğimiz 1 Temmuz’da Sümela Manastırı’nın Kültür bakanlığı resmi açılışı ile
birlikte Helenler yine kudurdu.
1 Temmuz’daki resmi
açılışın ardından, 10 gün sonra 12 Temmuz’da Yunan gazetelerinin başlıkları
şöyleydi:
Sümela
Manastırı’na restorasyonun ardından açılışta asılan Türk Bayrakları
Yunanistan’da krize yol açtı!
“Yunanlıların
her şeyi yok oldu - Manastırı Türk bayraklarıyla doldurdular”
“Pontus'taki
Panagia Sümela'daki geçişte Yunanlıların her eşyası dikkate alınmadı – Türkler-
"geçit edildi"
Türkiye’nin bir kültür
ve tabiat varlığı olan ve mülkiyeti Devlet’e ait olan bu tarihi yapının
restorasyon sonrası açılışında normal olarak asılan Kültür ve Turizm Bakanlığı
posteri ile yanında asılan Türk Bayrağı’nı hazmedemediler ve kudurdular.
Haberlerde daha da ileriye giderek; açılışta Bizans ile ilgili amblemlerin de
bulunması gerektiği şeklinde ve Türkiye’nin egemenliğindeki bir kültür
varlığının bugünkü statüsünü reddeden ya da tenkit eden söylemler yazıldı. Bu
söylemler neredeyse tüm Yunan kaynaklarında yer aldı. İlginç olan açılıştan 10
gün sonra tüm Helen kaynaklarında eşgüdümlü olarak benzer haberlerin çıkması!
Yunan Bayrağı ya da
Bizans Bayrağı asılsa Helenleri ne de memnun ederdik! Unutulmamalı ki Sümela
Manastırı Yunanistan’da değil ve sadece 15 Ağustos’ta değil 365 gün ziyarete
açık bir Türk müzesi…
Anadolu Ajansı’nda bir
haber çıktı!
Trabzon'daki Sümela
Manastırı'nın Temmuz’dan itibaren ziyaretçi rekoru kırdığı vurgulandı ve tarihi
Manastırı 99 günde 124.000'e yakın turistin ziyaret ettiği belirtildi. Helen
kaynakları Anadolu Ajansı’nı suçlayarak “Türk Manastırı” olarak
tanımlanmasına kudurdular.
Bu arada Helen
kaynaklarında 15 Ağustos’ta Rum Patriği’nin Sümela’da ayin yapacağı haberleri
aralıklarla çıkmaya başladı. Yunanistan Pontuslular Federasyonu= ΠΟΕ (Ya
da Pampontian Federasyonu) da
ayinle ilgili paylaşımlar ve organizasyonda yer aldıklarını duyurmaya başladı.
https://drive.google.com/file/d/1OI6RbF-NPO8YySJXZjEjgxURBhvtsnlR/view?usp=sharing
Pampontiaki'nin Başkanı
(Yunanistan Pampontian Federasyonu) George
Varythymiadis’in bu söylemlerinden dolayı olmalı ki 13
Ağustos’ta Sümela’daki ayin için geldiği İstanbul Havaalanı’nda gözaltına
alınıp, ülkeye girmesine izin verilmeyerek aynı gün geri yollandı. Bu hususta
da Yunan basınında çok sayıda menfi haber çıktı. George
Varythymiadis’in Pontus’la ilgili yaptığı tüm konuşmalarda
arkasında “genocide” amblemi bulunan bir poster bulunmaktadır.
https://www.facebook.com/poe.org/photos/a.1437321753023042/4243982412356948/?type=3
Bizce çok isabetli bir
karar olduğuna inandığımız bu geri göndermenin ardından George
Varythymiadis söylemlerinin dozunu arttırdı.
"Biz
sebebini çok iyi bilmekteyiz: Biz Soykırımın tanınması için mücadele ediyoruz
çünkü. Pampontiaki bu mücadelede başı çektiği için, muhtemelen [istenmeyen
insanlar] listesindeyim, sadece ben değil, başkaları da vardır. Ben sadece
ayine gitmeye çalıştım ve Dışişleri Bakanlığı'na da haber vermiştim”
Aynı konu Yunanistan’da
siyasilerin de gündemine girdi. SYRIZA Milletvekili Giannis
Amanatidis “Bu Türk davranışı, tacizdir. Pontus
Helenizmine saldırganlıktır. Yunan vatandaşlarının insan
hakları ciddi bir sorundur ve hükümet, onların tecavüzlerini önlemek ve
Pontus'a hac ziyareti için Panagia Sümela’yı ziyaret etmesi beklenen Pontus
kökenli yüzlerce Rum'a karşı bu tür uygulamaları aktif olarak desteklemek için
gerekli tüm adımları atmalıdır" dedi. Ve Pazartesi günü
Parlamento'da Nikos Dendias'a bir soru sunulacağını da kaydetti.
George
Varythymiadis bununla da kalmadı ve 9
Ağustos’ta yayınladığı gibi 15- Ağustos -2021 Referans: 10349 sayılı
bir başka basın bülteni daha yayınladı. İçeriğinde; “Bu
yıl, yıllarca süren zorunlu sessizlikten sonra, Ekümenik Patriğin Pontus’taki
tarihi Panagia Sümela Manastırı'nda İlahi ayini gerçekleştirmesi, Pontus
Helenizm’i tarafından özel ilgiyle bekleniyordu” şeklinde
ifadeler de bulunan açıklama yayınladı. (Linkte açıklamanın tercümesi ve orijinali
bulunmaktadır)
https://drive.google.com/file/d/1L5S5XJIzCVce2gwuNfuc4cHapPkVDN6X/view?usp=sharing
Yunanistan Dışişleri
Bakanlığı’nın George Varythymiadis’in
sınır dışı edilmesi ile ilgili resmi web sayfasındaki kısa açıklaması da tam
bir “Kara Mizah”
Yunanistan Pampontian
Federasyonu (ΠΟΕ) Başkanı George Varythymiadis'in
Türk makamları tarafından taciz edilerek gözaltına alınmasına ilişkin Dışişleri
Bakanlığı'ndan Açıklama:
Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın talimatının ardından
Ankara Büyükelçiliği, Yunanistan Pampontian Federasyonu Başkanı aleyhindeki taciz
edici gözaltı ve sınır dışı etme kararına ilişkin Türk Dışişleri Bakanlığı'na
acil protesto düzenledi.
Bay Varythymiadis,
Trabzon Panagia Sümela’daki İlahi Ayin'e Pontus Helenizm’inin temsilcisi olarak
katılmak üzere bugün İstanbul'a gitmişti.
Yunanistan Dışişleri
Bakanlığı’nın açıklamasındaki “Pontus Helenizm’inin temsilcisi olarak katılmak
üzere” ibaresi çok ilginç!
Türk topraklarındaki bir
eski anıta, Türkiye’nin mülkiyetinde olan bir anıta “Pontus
Helenizm’inin” temsilcisi olarak gelecek!
Türkiye Devleti bizce
çok isabetli davranış ile sürekli Türkiye aleyhine konuşan, faaliyetlerde
bulunan George Varythymiadis’in ülkeye
girişine izin vermemiştir. Yine bizce bir başka çok isabetli davranışla
Bayrağımız için bu kadar yaygara çıkaran Helenlerin gözü önüne Sümela
Manastırı’na büyük bir Türk bayrağı asılmıştır.
Başka bir zaman olsa
belki bunu sorun ederlerdi ama Varythymiadis’in sınır
dışı edilmesinin ardından bayrak ile ilgili hiçbir sorun ayin esnasında
yaşanmadı. Patrik dâhil bunu kimse dile getirmedi.
Ama!
Ayini naklen yayınlayan
Yunan ERT3 kanalı ile akredite
olarak bulunan Yunanlı gazete muhabirleri sözleşmiş gibi manastırda asılı olan
Türk Bayrağı’nı kadrajlarına almadılar. TV de foto muhbirleri de öyle açılardan
çekim yaptılar ki kadrajlarda Türk Bayrağı’nı göstermediler. ERT3 TV’nin ve Patrikhane’nin
Youtube sayfalarından canlı yayın olarak yayınlanan ayinde de bayrağımız
görünmedi.
Oysaki aynı haberi veren
Trabzon’daki yerel 61 Saat TV’de Türk Bayrağı odaklı bir yayın yapılmıştır.
Aynı şekilde Trabzon’daki diğer yerel gazete ve internet sitelerinin
fotoğraflarında da Türk Bayrağı vardı.
“Bu bayram
günündeki tek çelişki soğuk ve bir noktada yağmur değildi. Restore edilen tüm
Yunan anıtlarında olduğu gibi Panagia Sümela anıtındaki Türk Bayrağıydı. Ve
tabii ki, Türkiye'den sınır dışı edilen ve Pontusluları temsil etmesine izin
verilmeyen Yunanistan Pampontian Federasyonu Başkanı George Varythymiadis'in
bulunmadığıydı!”
Şu cümleye dikkat
ediniz: “Restore edilen tüm Yunan anıtlarında olduğu gibi” adamlar
Sümela’yı kendi ülkelerinde zannediyor. Ya da kendi toprağı sayıyor!
Ayini Bartholomeos,
Kadıköy Metropoliti Emmanuel ve Philadelphia Metropoliti Meliton yaptılar.
Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi Michael-Christos Diamessis, Trabzon
Başkonsolosu Georgia Sultanopoulou, Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı
temsilcisi ve yerel yetkililer ayine katıldılar.
Gelelim Patrik Bartholomeos’un
konuşmasına!
"Tanrı'nın
Annesinin büyüklüğüne hayran kalarak, o zamanki Tanrı'yı vaaz eden Havariler gibi, bu eski konutta, Panagia Sümela’nın Kutsal
Manastırı'nda ibadet etmek için bir araya geldik. Her yerde bulunan
Pontuslularla birlikte, ilahileri ile bu kutsal kaya üzerindeyiz ve her yıl
O'nu kutlamaya yürekten verdiğimiz sözümüzü yerine getirerek, Meryem Ana'nın
dağı olan Mela Dağı'nda ayin yapıyoruz.
Ve işte,
pandeminin çilesine ve onun getirdiği kısıtlamalara rağmen, Meryem Ana bugün
Yunanistan ve Kıbrıs, Rusya, Gürcistan, Romanya, Ukrayna ve Türkiye’den dindar
hacıları ve Dünyanın çeşitli yerlerinden Pontusluları memnuniyetle karşılamaktadır.
Kutsal
Manastırın kurucuları, keşişler Sophronius ve Barnabas ile ünlü Peristereotas
(Kuştul Manastırı) Manastırları'nın eski rahipleri ve dindar Hıristiyan
Pontuslularla birlikte her zaman onun nurlu ve ilahi lütfu ile bizi
karşılıyorlar.
Burada
Meleklerin Anası tarafından, Pontus Azizleri ile birlikte karşılanıyoruz.
Trabzon'lu Eugenios, Sinope Piskoposu Phocas, Vlasios, Sebastia piskoposu,
Athonite'li Athanasios, Trabzon'da doğup büyümüşlerdir.
Bakire
Meryem şu anda, dünyayı gökyüzüyle birleştirerek, bu halkın kalbinde şarkı
söylemesini duyuyor. Bugün, kutsanmış ve asil Komnenos'un ruhları, II. İoannis,
II. Aleksios ve bu aynı adı taşıyan Aleksios III, Kral Basil ve III. Tanrı'nın
Annesinin yüceliği için dua ederek sevinin.
II. Bayezid,
I. Selim, III. Murat, I. İbrahim, IV. Mehmet, II. Süleyman, II. Mustafa ve II.
Üçüncü Ahmet de bizi hissediyor.
Hepsi,
Meryem Ana'yı Peygamber olarak tanıyan ve onurlandıran, Kuran'a bağlı olarak,
bu Kutsal Manastırı ve rahiplerini çeşitli şekillerde sevip desteklediler,
güçlendirdiler ve onurlandırdılar.
Dürüst Türk
Hükümeti'nin, söz konusu Osmanlı dönemi padişahlarının barışçıl ve birleştirici
örneğini takip ettiğine şüphe yoktur, çünkü burada birliğin yenilenmesi ve
sağlamlaştırılması gerçekleştirilmiştir ve bunu yerel makamlardan rica ettik ve
şimdi de Meryem Ana'nın tarihi Manastırında kutluyoruz.
Tüm bunlar
için burada, sekizinci kez gerçekleştireceğimiz ilahi ayinde bize yapılan
şefkatli destek ve anlayış için şükranlarımızı sunarız.
Pontus
Bakiresi'ne (Meryem Ana’yı kast
ederek) yaptığımız bu hac yolculuğuna layık ve
atalarımızın Tanrısı, Vatan'ın bu kutsanmış yerinde, bu tarihi Patrik ve
Stavropegian Manastırı'nda mum yakmak ve Pontus'un kutsal topraklarında ibadet
etmek için buradayız”
Yukarıdaki metinde her
ne kadar (Bizce siyasi saik ile) Osmanlı padişahlarını anmış
olsa da metinde sık sık Pontuslulardan bahsetti. Ve ayrıca Fatih Sultan
Mehmet’in 15 Ağustos 1461’de yıktığı Pontus Krallarından da bahsetti ve onlara
da dua etti.
Türkiye düşmanı Pontus
Federasyonu Başkanı George Varythymiadis’in sınır
dışı edilmesinin üzerine daha özenli ve Pontus’u bu kadar ön plana çıkaran bir
konuşma olmamalıydı düşüncesindeyiz. “Ne suya ne sabuna” mantığıyla
bir yandan ağırlıklı olarak eski Helenlere dua ederken, öte yandan Türkiye
Devleti’ne teşekkür etti. Devlete ve eski Osmanlı padişahlarına şükran şeklinde
yapılan atfetmelerin samimiyeti tartışılır.
Bu kadar cümleden sonra son sözler:
Helenler çatlasa da patlasa da Sümela’da Türk Bayrağı dalgalanacak.
Orası Türk toprağı, orası Türkiye…
--------------------